Küresel Düzenin Şifreleri
Ramazan KurtoğluSözler ve Alıntılar
“Seküler olduğunu iddia edenlerle, dindar
olduğunu iddia edenlerin hepsinin
gözünden dolar fışkırıyor.”
Öte taraftan istila ve işgaller almış başını gidiyor; Akdeniz'de Suriye bahanesiyle dünyanın 53 ülkesinin gemisi dolaşıyor. Beşincisi, tabi afetler, özellikle
ABD'nin atmosferi kontrol sistemi HAARP yoluyla "tetikliyor."
Finansı elinde tutan her enstrümanı yönetiyor.
"Bu noktada Hollywood' un temel bir prensibi var; "bir ülkeyi işgal edip toprak kazanmaktansa algıları işgal edin." diyor.
"Bu çalışmaya göre dünyada yaklaşık 37 milyon şirket var, ama dünya 43 bin şirketin elinde. Ísviçre'deki bu yüksek teknoloji üniversitesinin matematik, fizik ve ekonomi alanındaki üç akademisyeni yaptıkları araştırmada dünya ekonomisinin %40'nın 43 bin şirketin elinde olduğunu görüyor. Ayrıca bu hocalar, dünya ekonomisinin %40'ına sahip olan bu 43 bin şirketin kimlere ait olduğunu da araştırıyorlar.
Baktıklarında aslında 1318 şirket, bu 43 bin şirketin gerçek sahibi. Hocalar bu şirketlerin sahiplerinin de 147 adet banka ve finans şirketi olduğunu buluyor.
Daha da ilginç olanı, bunların hepsi 13 aileye ait."
California Üniversitesi'nde bir gün kütüphaneye
çıktığımda üzerinde "özel katılımcılar girebilir" yazılıbir bölüm gördüm. Mamafih oraya özel bir izinle girme imkanı buldum. Arnold Toynbee adında bir İngiliz siyasetçi ve tarihçi vardır. Onun Türklerden ve Müslümanlardan hoşlanmadığını biliyoruz. Toynbee'nin 1955 yılına ait "çok gizli" damgalı bir raporunu gördüm o özel bölümde. Ve o gizli raporda şöyle diyordu: Artık günümüzde güney Müslümanlığı (Suudi Arabistan) Misır Eş'abi eksenindeki İslam şeyh ve şıhının elindedir. Batı medeniyeti için tehdit değildir. Parayla şıhhı satın alabilir ve istediğinizi yaptırabilirsiniz diyordu. Ama kuzey Müslümanlığı (Semerkant, Buhara, İstanbul eksenindeki Hanefi Türk Müslümanlığı) Mustafa Kemal gibi isyancılar çıkarır diyordu. "Batı medeniyeti için tehdittir ve buraya dikkat" diye yazmıştı.
Mantık
Stanford üniversitesi'nin 2012 yılında yaptığı bir araştırma var, insanlar ne kadar mantıklı karar veriyor diye. Araştırma sonuçlarına göre, insanlar sadece yüzde 6 oranında mantıklı karar veriyor. Zaten çoğu mantıklı karar verseydi reklamlar bu kadar etkili olabilir miydi, olamazdı.
Sayfa 65 - Asi kitapKitabı okudu