Küresel Sermaye ve Eğitimin Dönüşümü

İsmail Aydoğan

Küresel Sermaye ve Eğitimin Dönüşümü Sözleri ve Alıntıları

Küresel Sermaye ve Eğitimin Dönüşümü sözleri ve alıntılarını, Küresel Sermaye ve Eğitimin Dönüşümü kitap alıntılarını, Küresel Sermaye ve Eğitimin Dönüşümü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Davamız hayata uymak değil hayatımızı Hakk'a uydurmak olmalıdır. Nurettin Topçu
Osmanli'da eğitim fakültelerinin temeli Darülmuallim'e dayanmaktadır.
Reklam
Seküler, modern ve batı merkezli düşünme biçimlerinin hâkim olduğu Türk eğitim sistemi, şu haliyle, ne Türk, ne eğitim ne de sistemdir. Kendisine ait olmayan eğitim sisteminde yetişenler, bu nedenle, bir kimlik sorunu yaşamaktadır. Kimlik, ancak, kültürle kazanılır. Kültür temelli eğitim sistemi için, elbette, liberalizmle, neoliberalizmle ve sekülerizmle hesaplaşılması lazım. Bu fikir hesaplaşması yapılmadan bağsız, bağımsız ve hür yani kültür temelli eğitim sistemi kurmak mümkün değildir. Uzun süreden beri dillendirilen millilik yahut yerlilik söyleminin eğitim ve kültürde hayata geçiriİememesinin nedeni de, bu fikir hesaplaşmasının yapılmamasıdır. Türkiye'nin ulusötesi güçlerle, küresel sermayenin açık ya da gizli hedefleriyle, siyonizmle, tapınakçılarla fikri bir diriliş gerçekleştirerek hesaplaşması bir tercih değil, zorunluluktur. Fikri bir hesaplaşma yapmadan ayağa kalkışlar hezimete sonuçlanacaktır.
Sayfa 217Kitabı okudu
1924 yılında Mustafa Kemal ile yapılan bir söyleşide "Amerikalilarin idealleri Yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin ideallerinin aynısıdır" şeklinde ovünüyordu.
Sayfa 115Kitabı okudu
ABD menşeili okullarda yetişenler ülkelerine döndüklerinde Amerikan mandasına girmeyi bile savunmuştur. Amerikan mandasına girmeyi isteyenler arasında, Rockefeller Vakfının finansal destek sağladığı Amerikan kolejinde eğitim gören Halide Edip Adıvar ve Rockefeller Vakfı tarafından finansa edilen Colombia Üniversitesinde!9” öğrenim gören Ahmet Emin Yalman da bulunmaktadır.'8 Halide Edip Adıvar (1882—1964) Türk eğitim ve siyasi tarihinde rol oynamıştır.
Sayfa 126Kitabı okudu
Ortaçağ Avrupasında teolojik özellikler taşıyan ve kilisenin elinde bulunan eğitim; aydınlanmayla birlikte aristokrasinin ruhban sınıfına savaş açmasıyla seküler bir hal almaya başlamıştı. Bu aynı zamanda eğitimin içeriğinde yer alan dini öğelerin tamamının temizlenmesini de gerektiriyordu.” 'Tanrı inancına savaş açan ve bu inancı eğitimden temizlemek için büyük çaba harcayan Pozitivizm, bu amaca, her ülkede yer alan temsilcileriyle ulaşmıştır. Bu amacın gerçekleştirilmek istendiği ülkelerden biri de Türkiye'dir. Türkiye'nin stratejik önemi hem jeopolitik konumundan hem de tarihi olarak Müslüman dünyasında etkili oluşundan kaynaklanmaktaydı. Eğer pozitivizm Türk milletinde yayılabilirse diğer ülkelerdeki Müslümanlara da yayılacağını düşünüyorlardı. Bu maksatla 1863 yılında müfredatı müspet derslerden oluşan Robert Koleji açılmış ve pozitivizm Türkiye girişine ortam sağlanmıştır.258
Reklam
Avrupada derinlikli ve çok boyutlu bir şekilde oluşturulan siyası, iktisadi, beşeri ve toplumsal sorunlar arasında en önemli olanı, insan tipinin ve yeni bir toplumun idealize edilmesi ve diğer kurumlar ve eğitim yoluyla bu ideal insan tipinin yaratılması mücadelesidir. İşleyiş biçimi, yapıları ve kurumsal alanlarıyla toplum formatlandı, Birey kavramı ilk olarak 1830'larda kullanılmaya başlandı. En son birim ve bölünemeyen parça anlamında insana vurgu yapıldı. Kadın ya da erkek fark etmediğinden vurgulanan insan aslında kimliksiz. di. Erkek ve kadın eşit hak ve sorumluluklara sahip olduğundan toplumun en küçük yapı taşıydı. Birey tekil bir karakter göstererek “fert” “ten farklı bir anlam taşıyordu. Birey ontolojisini ve mevcudiyetini kendisine borçluydu. Bu varlığın yaşam enerjisi ve cevheri aklıydı. Birey aklıyla hayatını kolaylaştırabilir, insanlığın sınırlarına zorlayabilir, tabiata hükmedebilir ve her türlü problemini çözebilirdi. İnsanoğlu artık Tanrıyı yeryüzüne indirmişti. Kökenleri XII. yüzyıla dayanan insanlığın yeni dini hümanizm, karadul gibi beşeriyete sızmakta ve beyinleri çökertmekteydi. İnsanoğlu Hümanizm ile kendine tapan bir canlıya dönüştü. Buna da sonradan homodeus*” dediler.
Niye?
Rockefeller Vakfının bursiyerleri arasında sağlık bilimleri ve tıp alanında İhsan Doğramacı, Nusret Fişek; sahne sanatları sahasında Tunç Yalman, Yıldız Kenter siyaset bilimi sahasında Bülent Ecevit, Deniz Baykal, Mete Tuncay, Taner Timur, Ergun Özbudun, Mümtaz Soysal; ekonomi sahasında Besim. Üstünel, Orhan Türkay, Oktay Yenal, Haluk Cillon, Gülten Kazgan; kamu yönetimi sahasında Arif Payaslıoğlu, tarih sahasında Halil İnalcık bulunmaktadır. 183 Rockefeller Vakfı böylelikle XX. yüzyılda Türk toplumunun modernizasyonu için politika yapıcıların ekonomiyi ve sosyal-politik ilişkileri şekillendiren güçleri daha iyi anlamalarına yardımcı olmak, halk sağlığında, tıbbi bakımda, eğitimde, sanatta, beşeri ve sosyal bilimlerde ilerlemeyi sağlamak üzere önemli miktarda para-zaman harcadı ve çoğunlukla perde arkasında sessizce çalışarak Türk toplumunun kilit kesimlerindeki kurumları geliştirip destekledi.
Batılılaşma ve modernleşme projesinin amacı insanlığın, dünyaya egemen medeniyet olarak Batı görmelerini sağlamaktır.
Hece Yayınevi