Küreselleşme ve Eşitsizlik

Luciano Gallino

Küreselleşme ve Eşitsizlik Posts

You can find Küreselleşme ve Eşitsizlik books, Küreselleşme ve Eşitsizlik quotes and quotes, Küreselleşme ve Eşitsizlik authors, Küreselleşme ve Eşitsizlik reviews and reviews on 1000Kitap.
Küreselleşme
Küreselleşmeyle böylesine ezilmiş bir topluluk dış ekonomik güçlere göre karşılıklı bağımlı olmaz.Yalnızca bağımlı olur.Karşılıklı bağımlılık A topluluğunun da kendi açısından B topluluğuna kârlı biçimde ihracat yapmasına izin veren fiyatlarla başka mallar üretme kapasitesine sahip olduğunu varsayar.Ama eğer A'nın geçmişte ve şimdi üretme kapasitesine sahip olduğu mallar B'nin daha ucuza ürettiği mallardan başkası değilse,üretim güçlerinin daha çok gelişmesine dayanarak,A,onu kalıcı bir gelişmemişliğe mahkûm eden bir dizi maddi ve maddi olmayan maliyete katlanmak zorunda kalır. Bunlar,işsizliğin artması,bilginin ve mesleki kapasitenin yitirilmesi,nüfusun kente zoraki göç etmesi,dış etmenlere karşı daha büyük yaralanma olasılığı,yaşam niteliğinin toptan kötüleşmesi,kısacası A'nın kaderiyle hiçbir ilgisi olmayan uzak bir topluluğun ya da bölgenin koşullarına ve eylemlerine bağlı olmayla ilgili maliyetleridir.Eğer bu maliyetler,kural olduğu gibi sonradan keşfedilmek yerine,önceden tahmin edilip hesaplanmış olsaydı,A topluluğunun yalnızca B'nin malları ucuza ithal etmeden değil,aynı zamanda bu maliyetleri o özgül sektördeki üretim kapasitesini geliştirmeye yönelik yatırımlara dönüştürmeden de büyük kazançlar sağlayacağı görülürdü.Böylece,yerel olarak üretilebilecek bir şeyin iki bin kilometre uzaktan alınmasını önleyecek koşullar oluşturulurdu.
Karşılaştırmalı Maliyet Yasası
Karşılaştırmalı maliyet yasasının bugün hâlâ belli alanlarda işlediği kabul edilmektedir.Tayvab dayanılmaz fiyatlarla pc üretir.Bu nedenle 'pc'lerimizi kendi ülkemizde üretmeyi demektense Tayvan'dan almak daha uygun olur.Ancak bazı alanlar var ki aynı yasa burada zararlara yol açar ve bunların—uygun biçimde hesaplandıkları taktirde—yararlardan daha büyük olduğu görülür.Başta söz konusu ettiğimiz duruma dönecek olursak,Hollanda,Yeni Zelanda ve Danimarka'da üretilen tereyağı,Kenya,İngiltere ve İspanya'daki süpermarketlerde çok daha ucuzdur.Bu alışveriş iliskilerinde uygun olmayan şey nedir? Hollanda,Yeni Zelanda ve Danimarka tereyağının ithalatçı ülkelere nakliye dahil daha iyi bir fiyata verilmesinin kaynak ülkelerdeki iş maliyeti Kenya,İngiltere ve İspanya'dakinden daha düşük olduğu için değil,tam tersine,çok daha yüksek olduğu için böyledir bu.Zamanında Ricardo tarafınsan incelenen tek üretim etmeni olan şey yüksek iş maliyetinde,karşılaştırmalı maliyet yasasının bilmediği başka üretim etmenleri de vardır.Bunlar da teknoloji ve altyapıya daha büyük yatırım yapılması,personelin daha nitelikli olması,daha seçkin hayvanların kullanılması,üretime daha büyük kamu desteğinin olması ve benzerleridir.Bu etmenler verimliliği,çok daha yüksek ücretle çok daha düşük birim maliyeti üretim yapmaya izin verecek şekilde arttırır.
Reklam
Bir başka açıdan,yeni yüzyılla birlikte,ilerlemiş toplumlardaki katmanlaşma sistemlerinin mütevazı ulusal kalkınma oranlarından çok ekonominin küreselleşmesinden etkilendikleri gôrülür.Kürrselleşme,ilerlemiş ülkelerde halen var olan,düşük nitelikli ama göreceli olarak yüksek ücret alan işçi katmanlarını,gelişmekte olan ülkelerdeki hem düşük nitelikli hem de düşük ücretli geniş işçi katmanlarıyla rekabete sokmuştur.Hemen her yerde orta sınıf üyelerinin reel gelirlerini düşürmüştür,aileler de buna ailedeki çalışan sayısını arttırarak tepki vermişlerdir.Ancak,küreselleşme,para alışverişlerinin mal ve hizmet alışverişlerini 50 kez,100 kez aştığı,gittikçe daha rekabetçi ve hareketli olan bir ekonomi dünyasında,aynı öznelerden küçük bir azınlığın gelirini önemli ölçüde arttırmasına izin vermiş ve böylece onları katmanlaşmasının tepesine doğru yükseltmiştir.
Artık en zenginlerle en yoksullar arasındaki oranı saptamak için bir hesap makinesine bile gerek yoktur,çünkü bu oran,eldeki GSMH verilerine göre,dünya ölçeğinde 86:1'eşittir.
Tarihsel-Matertalci Ekonomi Teorisi 101
Tarihsel-materyalci kuramlar,ki bunların sınıf kavramını toplumsal katman kavramının önüne koydukları göz önüne tutulmalıdır,bir toplumsa gözlenebilir çok yönlü ve karmaşık eşitsizliklerin ilk aşamada ve bütün durumlarda sınıf olarak ortaya çıkmadıklarını kabul etmelerine karşın,katmanlaşma değişikliklerini üretim araçlarına sahip olmaya bağlarlar Kim mal ve hizmet üretimi için gerekli toprak,para,makineye—tek sözcükle sermayeye— sahipse,o kaynakların en çoğunu alır ve böylece üst katmanı(sınıfı)oluşuturur.Kim bu araçlara sahip değil ve yaşamak için kendi iş gücünü satmaktan başka bir şey yapamıyorsa,o da gider alt katmanı(sınıfı)oluşturur. Bu kuramlar,ya sermayenin yardımcı figürleri(yöneticiler,kadrolar,aydınlar)ya da alt katmanının göreceli refah koşullarına erişmiş kesimlerinden(memurlar,uzman işçiler,teknisyenler)oluşmuş saydıkları ara katmanların varlığını kabul ederler.Ancak,toplumsal ya da ekonomik kriz durumlarında ve her durumda kapitalizmin—aynı kuramlsr tarafından tanımlanan biçimiyle—en son dönemlerinde,ara katmanların üyeleri hep alt katman içinde özümlenecektir.Bu nedenle,tarihsel-materyalci kuramların sözlüğünde,bütün katmanlar,üretim araçlarına sahip olanlar ile bu araçlardan yoksun klan işçilerden oluşan iki karşıt sınıf içinde sıkışmaya adanmıştır.
Bireyci Ekonomik Teori 101
Bireyselci kuramlara göre,gelir,güç ve saygınlık gibi toplumsal kaynakların bir toplum içinde dağılımı pazar mekanizmalarına göre olur.Bir toplum,ulusal kurumların,uluslararası ilişkilerin,ekonomik gelişme düzeyinin,bir toplumunun geçtiği tarihsel anın işleyişine göre değişiklik gösteren bir yetenek talebi ortaya koyar.Toplumsal eşitsizliklerin bu yorumundan istenilen yetenekleri sunmada en becerikli ve zamanlaması iyi olan bireylerin daha büyük kaynak elde ettikleri-ancak kendi aralarında paylaştıkları-sonucu ortaya çıkar.Bu da neden işçilerin bireysel olarak az ücret aldıklarını açıklar:yalnızca bir avukat ya da biyologdan daha az nitelikli oldukları için değil,ama daha da çok,talebe göre çok fazla oldukları için bu durumdadırlar,oysa,meslek sahipleri yüksek bireysel gelir elde ederler çünkü sayıları azdır.Bireyselci kuram kendi doğrulamasını işçi sayısının yetersiz olduğu durumlarda bulur.Örneğin,Fransa'da 1999 yılı sonundaki kasırgaların milyonlarca camcı ve yapı onarımına ilişkin öteki mesleklere olan talep,bunların her birine,uzun bir süre,cerrah ücreti ve saygınlığı kazandıracak kadar artmıştı.
Reklam
Kuzeydeki işçi şimdiye kadar 100 kazanıyordu.Kendisini çalıştıran yerel işletmede 10 kazanan güneydeki işçi,yüksek ücretin çekiciliğine kapılarak kuzeye göç eder ve hemen bir iş bulabilmek amacıyla 50'ye çalışmaya razı olur.Kuzeydeki işçi 60-70'e çalışmayı kabul eder ya da(onu yapabilen tek kişi olsa bile)artık o tür iş bulamaz.Güneydeki işletme işçilerine 10 öder ve,bu nedenle,verimliliği daha düşük olmasına karşın,kuzeyde üretilen ve —yerel işletmeleri verimliliği daha yüksek olduğu için 100'e mal olan aynı malı kuzeye 50'ye verir.Tepki olarak,yerel ürünler pazar dışına gider ve onlar üreten işçiler yukarıda sözü edilen dışlananlar katmanlarından birine zamanından önce dahil olurlar.
Küreselleşme
"Küreselleşme"nin,her bir ekonomik oyuncunun,ister ortaklaşa olsun ister bireysel-yani ister işletme olsun ister çalışan-dünya pazarına ayni tür bir mal ya da işgücü sunan başka herhangi bir ekonomik oyuncu ile rekabet içinde olduğu anlamına geldiği varsayılır.Bu da şu demektir:eğer X işletmesi ya da Y çalışanı Toulouse ya da Dublin'de bulunuyor,bina karşılık Cakarta'da bulunan bir işletme ya da çalışan dünyaya aynı malı ya da benzer işgücünü daha düşük fiyata sunuyorlarsa,X ve Y mallarını ya da işgüçlerini Toulouse ve Dublin çevresinde bile satamayacaklardır .Bu durumda,simetrik yerelleşme terimi,küresel olarak yarışmak için gittikçe sayıları artan,çeşitlenmiş ve uzmanlaşmış yerel pazar nişleri talebini karşılayabilmek gerektiği anlamına gelir.Bu durumda,bir sanayi işletmesinin hepsi aynı olan bir milyon parça üretip bütün dünyada sattığı zamanlar bitmiştir.Yaşamını sürdürmesi için,asgari satış rakamı olabilecek bir milyon parçayı satabilmesi için,o işletmenin o üründen,gezegenin M bölgelerinde N farklı küçük pazarların talebini karşılayacak kadar çeşitli üretmesi gerekir.
İlk olarak ortaklık kuran,yani geçiçi olarak bir alım satım ilişkisine giren öznelerin istedikleri malları nasıl pazardan değil de bütün öteki yollardan,yani öz-üretim,soygun,takas,hediye,çalma,topluluk tarafından dağıtım,merkezsel bir güç tarafından verilme vb.yoluyla sağlayabileceklerine bakınız.Gerçekten de,tarihin uzun bir döneminde,dünya
Max Weber Pazarın Toplumsal Yapısı
Pazardaki alım satımla gerçekleştirilen bir çoklu özne ortaklığı her türlü ussal(akla uygun,rasyonel)toplum eyleminin ilk örneğidir.Toplumbilimsel açıdan pazar,her biri alım satıma konu olan malların teslimiyle sona erdiği için özgül(bir türe özgü)olarak geçiçi olan,bir ussal ortaklıklar bütününü ve arasızlığı simgeler.Ama ön pazarlık her zaman bir topluluk eylemidir,çünkü alım satımın iki adayı arzlarını,ayrım gözetmeksizin,yalnızca karşı tarafınkini değil,gerçek ya da sanal birçok başka rakibin eylemini göz önune alarak yönlendirir.
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.