Kurtarıcı… Galiba benim için Nesbo’dan okuduğum en iyi kitap olarak Nemesis’i tahtından etti. Geçmişte yaşanmış askeri olaylar üzerinden yürüyüşünü ele alırsak Kızılgerdan’a benziyor. Fakat bu sefer daha nefes kesici bir olay örgüsü var, çünkü sanki siz de Harry Hole ile birlikte bu ‘suratsız’ katili yakalamaya çalışıyorsunuz. Bir koşuşuturmaca
Can sıkıntısı duymadığını, yalnızca bezgince pes ettiğini fark edince şaşırdı. Belki de büyüyordu, kırmızı bayrak sallayan herkese boynuzlarını doğrultan bir budala olmaktan çıkıyordu artık
Jo Nesbo'nun bu romanın da nedense , soğuk diyarların, demokrasinin ve adaletin yıkılmaz kaleleri olarak bildiğimiz, refah seviyesi pek yüksek ülkelerin, bu yönlerinin tam tersindeki durumları çok vurgulanmış. Polisiye roman türünde olduğu için, elbette romanda bir suç, bir haksızlık, olmaması gereken bir durum olacak. Harry Hole'un yapayalnız yaşamı ile örnek ülkelerden biri olan Norveç'in mutsuz, yalnız insanları. Arka sokakları, o sokakları dolduran, sokakta yaşayan insanları, katilleri, uyuşturucu satıcıları, uyuşturucu kurbanları, tecavüzcüler, yasadışı örgütler çok fazla dikkatimi çekti.
Kitabın konusu kısaca şöyle; Kurtuluş Ordusu'nun yaz kamplarından birinde 14 yaşında bir kız tecavüze uğrar. On iki yıl sonra, Oslo'da Kurtuluş Ordusu'nun düzenlediği bir sokak konserinde, ordu mensuplarından genç bir adam alnından vurularak öldürülür. Ortada ne cinayet silahı vardır, ne de olası bir cinayet sebebi…
Konser fotoğraflarında kırmızı fular takmış bir adam dedektif Harry Hole'nin dikkatini çeker. Çeşitli açılardan çekilmiş fotoğrafları, yüzleri ayırt etmekte uzman Beate Lönn'e gösterdiklerinde, o bile adamın aynı kişi olduğundan emin olamaz. Yüzü olmayan bir adamdır Harry Hole'un kentin arka sokaklarında adım adım kovalayacağı katille sürpriz sonlu bir veda yaşar.