Kurtuluş Savaşı'nda Kadın Askerlerimiz

Fevziye Abdullah Tansel

Most Liked Kurtuluş Savaşı'nda Kadın Askerlerimiz Quotes

You can find Most Liked Kurtuluş Savaşı'nda Kadın Askerlerimiz quotes, most liked Kurtuluş Savaşı'nda Kadın Askerlerimiz book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Mustafa Necati, "ihtiyarlardan, çocuklardan başka, erkekleri az olan beş haneli köylerden beş yüz evlilerine kadar Anadolu'nun birçok yerlerini" görmüş, rastladığı kağnı kollarını da canlandırmıştır: "Uzun ve gölgesiz yollardan mkita'sız (kesintisiz, sürekli) bir akışla harp meydanlarına inen mübarek kafilelere her zaman rasgeldim; levha hiç değişmezdi; Zayıf öküzlerin çektikleri cephane yüklü arabalar ve bunların başlarında yanık yüzlü, çıplak ayaklı kadınlar, ihtiyarlar ve hatta çocuklar... Çok defa yolun kenarına çekilir, onların geçişini gözlerim yaşararak seyreder, kağnıların gıcırtılarını ilahi bir musiki gibi dinlerdim. Yalnız Cephe'de dövüşenler değil, bunlar da takdise layık birer kahramandı" diyor.
Sayfa 92 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Altmış-yetmiş yıl oldu, çaldı bir cenk borusu, Vatanı baştan-başa kapladı uğultusu. Çepçevre kuşanmıştı düşmanlarla Türk Yurdu, Türk erkekleri her yerde düşmana karşı durdu: Bir ordu Tuna daydı, bir ordu Kafkasya da, Ya 'ni hem Avrupa da doğuştuk, hem Asya da... Düşmanların sayısı bizden üstündü on kat, Bizim yiğitliğimiz yüz kat üstündü fakat!
Sayfa 28 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Altmış-yetmiş yıl oldu, çaldı bir cenk borusu, Vatanı baştanbaşa kapladı uğultusu. Çepeçevre kuşanmıştı düşmanlarla Türk Yurdu, Türk erkleri her yerde düşmana karşı durdu: Bir ordu Tuna daydı, bir ordu Kafkasya da, Yani hem Avrupa da doğuştuk, hem Asya da... Düşmanların sayısı bizden üstündü on kat, Bizim yiğitliğimiz yüz kat üstündü fakat!
Kastamonu'da, o savaş günlerinde Açık Söz gazetesini yayımlamakta olan Hüsnü Bey, Kurtuluş Savaşı'nda, hele Sakarya Harbi sıralarında Kastamonu şehri ve vilayeti hanımlarının, Türk kadınlarına yakışır surette çok çalıştıklarını, çok fedakarlıklar gösterdiklerini, bunun pek çok örneğinden birkaçını anlatmıştır: Hilal-ı Ahmer (Kızılay) şubesini kurmuşlar, Lise'de tertipledikleri müsamerede altın saatlerini, küpelerini Hilal-i Ahmer'e bağışlamışlardır. Hilal-i Ahmer Kadınlar Şubesi, Riyazül Benat Mektebi'nde bir sergi hazırlamıştır; bu büyük evin her odası bağışlanan eşya ile tıklım tıklım dolmuştu. Bu sergide yırtık iki gömlek de gözüne ilişen Açık Söz'cü Hüsnü, bunların orada neden gösterildiğini sormuştur. Ona, yaşlı ve yoksul bir kadının geçenlerde sergiyi ziyarete geldiğim, eşyalara baktıktan soma koşup evine giderek o gömlekleri getirip bıraktığını anlatmışlar, "Biz biliyoruz ki bunların maddi değil, manevi kıymeti çok büyük; zavallının verecek başka hiçbir şeyi yoktu" demişlerdir. Yine Hüsnü Bey'in verdiği bir başka örnekten, Tephirhane memuru Ziya Efendi'nin kızının, makineli tüfeği ile bizim tarafa kaçmayı başaran Fransız Subayı Cezayirli Mehmet Efendi ile evleneceğim, ailece zengin olmadıklarını, bu ince düşünceli Türk kızının, hazırlanmış olan gelinliğinin satılarak bedelinin, yaralı gazilerimize verilmesini istediğini öğreniyoruz. Gelinliği otuz liraya Hilal-i Ahmer'e satmışlar; kendisi basma bir entari giyerek düğünü yapılmıştır.
Sayfa 90 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Bu yazıyı çerçeveleyip asmalı.
Kara Fatma'nın hayata her sahada bir erkek gibi karışması mümkün olup olmadığı sorusuna verdiği cevabı da dikkate değer: "Bundan sonra erkek, kadın hep beraber çalışacağız. Kadın peçesiz ve yüzü açık gezmekle iffetini kaybetmez. Zaten memleket bizden o kadar çok hizmet istiyor ki... Bunlar arasında peçe ve çarşafı düşünecek halde değiliz. İstanbullu hemşirelerimize silahı kapıp cepheye gidin denilemez; fakat onlara düşen iş, silah kullanmaktan daha büyüktür. Şimdiden sonra Anadolu'ya gitmeli ve cahil Anadolu kadınının gözünü açmalı. Anadolu halkı, hele kadınları, İstanbullu hanımları seve seve karşılayacak, onların söylediklerini harfiyen yapacaktır. Kadın neden erkek kadar çalışmasın! Bugün Anadolu'da bir ailede iki erkek varsa, yanı başında on da kadın vardır, bunun için kadın, erkek hep beraber çalışacaktır. Bunun kimseye bir zararı yok, belki faydası çoktur"; "İşte ben ne okumak ne yazmak bilirim. Şimdi tahsilim olsaydı zarar mı ederdim"; "Çocuklarımız mutlak okumalıdır. Ben çok iyi biliyorum ki bugün Anadolu'da erkek ve kız bütün çocuklar okuyacak olurlarsa Anadolu'nun hali değişecek, Türk'ün yüzü gülecek işi düzelecek, bütün batıl düşünceler kalkacak, Türkler yaşamaya başlayacaktır. İşte bu nedenle, küçük kızımı okutmak için şimdiden çalışıyorum'' diyor. Bu röportajında, on üç yaşındaki küçük kızının da kendisi gibi harbe katıldığını, Kocaeli'deki bir çarpışma sırasında iki parmağını kaybetmiş olduğunu öğreniyoruz.
Sayfa 55 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Kastamonulu Kondüktör Rıza Bey
Kadınlar da kışın erzak taşıdı Yatakları toprak idi, taş idi Yedikleri tuzsuz, yağsız aş idi Beşikleri sırtta birer kahraman
Sayfa 98 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Reklam
76 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.