Kurtuluş Savaşı'nda Kadın Askerlerimiz

Fevziye Abdullah Tansel

Kurtuluş Savaşı'nda Kadın Askerlerimiz Quotes

You can find Kurtuluş Savaşı'nda Kadın Askerlerimiz quotes, Kurtuluş Savaşı'nda Kadın Askerlerimiz book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Kemal Vatan piyesinin konusunu, olay kahramanlarından erkek kıyafetine girip nişanlısının ardından Silistre'ye giden Zekiye'yi bu iki belgeden ilham alarak yaratmıştır.
Sayfa 11 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Necati, "ihtiyarlardan, çocuklardan başka, erkekleri az olan beş haneli köylerden beş yüz evlilerine kadar Anadolu'nun birçok yerlerini" görmüş, rastladığı kağnı kollarını da canlandırmıştır: "Uzun ve gölgesiz yollardan mkita'sız (kesintisiz, sürekli) bir akışla harp meydanlarına inen mübarek kafilelere her zaman rasgeldim; levha hiç değişmezdi; Zayıf öküzlerin çektikleri cephane yüklü arabalar ve bunların başlarında yanık yüzlü, çıplak ayaklı kadınlar, ihtiyarlar ve hatta çocuklar... Çok defa yolun kenarına çekilir, onların geçişini gözlerim yaşararak seyreder, kağnıların gıcırtılarını ilahi bir musiki gibi dinlerdim. Yalnız Cephe'de dövüşenler değil, bunlar da takdise layık birer kahramandı" diyor.
Sayfa 92 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kastamonu'da, o savaş günlerinde Açık Söz gazetesini yayımlamakta olan Hüsnü Bey, Kurtuluş Savaşı'nda, hele Sakarya Harbi sıralarında Kastamonu şehri ve vilayeti hanımlarının, Türk kadınlarına yakışır surette çok çalıştıklarını, çok fedakarlıklar gösterdiklerini, bunun pek çok örneğinden birkaçını anlatmıştır: Hilal-ı Ahmer (Kızılay) şubesini kurmuşlar, Lise'de tertipledikleri müsamerede altın saatlerini, küpelerini Hilal-i Ahmer'e bağışlamışlardır. Hilal-i Ahmer Kadınlar Şubesi, Riyazül Benat Mektebi'nde bir sergi hazırlamıştır; bu büyük evin her odası bağışlanan eşya ile tıklım tıklım dolmuştu. Bu sergide yırtık iki gömlek de gözüne ilişen Açık Söz'cü Hüsnü, bunların orada neden gösterildiğini sormuştur. Ona, yaşlı ve yoksul bir kadının geçenlerde sergiyi ziyarete geldiğim, eşyalara baktıktan soma koşup evine giderek o gömlekleri getirip bıraktığını anlatmışlar, "Biz biliyoruz ki bunların maddi değil, manevi kıymeti çok büyük; zavallının verecek başka hiçbir şeyi yoktu" demişlerdir. Yine Hüsnü Bey'in verdiği bir başka örnekten, Tephirhane memuru Ziya Efendi'nin kızının, makineli tüfeği ile bizim tarafa kaçmayı başaran Fransız Subayı Cezayirli Mehmet Efendi ile evleneceğim, ailece zengin olmadıklarını, bu ince düşünceli Türk kızının, hazırlanmış olan gelinliğinin satılarak bedelinin, yaralı gazilerimize verilmesini istediğini öğreniyoruz. Gelinliği otuz liraya Hilal-i Ahmer'e satmışlar; kendisi basma bir entari giyerek düğünü yapılmıştır.
Sayfa 90 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
“Zayıf öküzlerin çektikleri cephane yüklü arabalar ve bunların başlarında yanık yüzlü, çıplak ayaklı kadınlar, ihtiyarlar ve hatta çocuklar... Çok defa yo­lun kenarına çekilir, onların geçişini gözlerim yaşararak seyreder, kağnıların gıcırtılarını ilahi bir musiki gibi din­lerdim. Yalnız Cephe'de dövüşenler değil, bunlar da takdise layık birer kahramandı.”
Hiç unutmam, yine böyle bir yürüyüş esnasında idi; dondurucu bir soğuk vardı. Kağnısının başında duran bir ihtiyar nineye yaklaşmış ve sormuştum: 'Nine, üşüyor musun?' Şu cevabı vermişti: 'Hayır oğul, üşümüyorum. Düşman, topraklarımıza bastığı günden beri içim yanıyor!'
Sayfa 97 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Altmış-yetmiş yıl oldu, çaldı bir cenk borusu, Vatanı baştan-başa kapladı uğultusu. Çepçevre kuşanmıştı düşmanlarla Türk Yurdu, Türk erkekleri her yerde düşmana karşı durdu: Bir ordu Tuna daydı, bir ordu Kafkasya da, Ya 'ni hem Avrupa da doğuştuk, hem Asya da... Düşmanların sayısı bizden üstündü on kat, Bizim yiğitliğimiz yüz kat üstündü fakat!
Sayfa 28 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1920 Temmuz'unda Osmaniyye'deki müstahkem Fransız karargahı­na yapılan hücumda arkadaşlarının tereddüdünü gören Rahmiye, "Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da, siz erkek olduğunu halde yerlerde sürünmekten ve sak­lanmaktan utanmıyor mısınız?" diye bağırarak arkadaşla­rını hücuma teşvik etmiş, Fransız karargahı önünde alnın­dan vurularak şehit düşmüştür.
Sayfa 66
Bir zabit-Ey hemşire sarsana Şu çocuğu yorgana... Mosmor olmuş yavrucak; Vah zavallı, vah yazık! Köylü kadın: Doğru emme, ey kardeş görmez misin boram? Fişeklerin üstüne örtmüşüdüm yorgan. Varsın çocuk ıslansın... O, bunlara alışkın. Biliyorsun bir silah bugün bize bir asker Kadar lazım.. Onun için bozulmasın fişekler! Bugün benden babası silah ister ötede, Islanmasın fişekler; yanmam çocuk ölse de!
Sayfa 94 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Erkek arslan arslan olur da, dişi arslan arslan olmaz mı?
Sayfa 102 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
"Milli Mücadele tarihimiz, biraz da bu mücadelede fedakarlık gösteren kadınlarımızın tarihidir. Bu sebepten, dünya bilir ve bilmeyenler de bilmelidir ki kadınlarımız da erkeklerimiz kadar arşlarıdır ve onlara dokunmaya ve hele onları kızdırmaya gelmez!"
98 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.