1001 Gece Denemeleri

Kurutulmuş Felsefe Bahçesi

Salâh Birsel

Kurutulmuş Felsefe Bahçesi Posts

You can find Kurutulmuş Felsefe Bahçesi books, Kurutulmuş Felsefe Bahçesi quotes and quotes, Kurutulmuş Felsefe Bahçesi authors, Kurutulmuş Felsefe Bahçesi reviews and reviews on 1000Kitap.
"Kendinize ille de bir dost bulmak isterseniz onu kitaplar arasında aramalısınız. Her şeyden, herkesten vefasızlık gelir, kitaptan uzaklaşmak istese, onunla arkadaşlığını yavan bulmaya başlasa bile, bilir ki o kitap canciğer oluşlarından önce neyse, sonra da odur. Kendisine hiçbir kötülük yapmayı düşünmez.
Gözlerimi kapar, konuşmazsam kusuruma bakmayın. Dinlenmem gerek.
Reklam
Gelgele­lim, denemede öğretici olmak yetmez, bir de denemecilerin üslupçu olmaları, dilin bütün inceliklerini elde etmiş olmaları gerekir. De­nilebilir ki, deneme, şiirden sonra, daha doğrusu şiiri ile birlikte, az sözle çok söyleme sanatıdır. Bunu en ustaca yürüten denemecilerin başında Ahmet Haşim vardır. Haşim denemelerini kuyumcu gibi işler. Onun yazdıklarından bir tek sözcüğü çıkaramayacağınız gibi onlara bir tek sözcüğü de katamazsınız. Falih Rıfkı da bir üslupçudur ama Haşim'in denemeleri için söylediğimiz şeyi onunkiler için söyleyemeyiz. Ataç, Eyüboğlu, Anday, Akbal, Kanık da üslubu olan denemecilerdendir. Bunların çoğu konuşma diline kucak açtıkları için yazılarında akıcılığı da sağlamışlardır. Ama konuşma dilini en başarılı bir biçimde kulanan Orhan Veli'dir. Orhan Veli kahvede konuşur gibi yazar. Gerçi dili biraz -biraz ne- çokça ağdalıdır ama yine de sözcükleri kaydırak gibi kayar.
Koka sinirleri de yatıştırdığı için Perulular onu uzun deniz yolculuklarında hiç yanlarından ayırmazlar ve bütün gün çiğnerlermiş. Hem susuzluklarını giderir, hem de yorgunluk alırlarmış. Kokanın bir özelliği de: İçilen deniz suyunun insana dokunmasına engel olurmuş.
Sayfa 112
Norveçli bilgin Thor Heyerdhal ve arkadaşları deniz yolculuğundayken, And dağlarında yetişen ve kokain çıkarılan koka adındaki bir fidanın yapraklarını çiğnemekle susuzluğun giderileceğine varmışlardır.
Sayfa 112
Gemideki yiyecekleri bittiği ve denizden yararlanmakta da beceriksiz kaldıkları için, 110 gün boyunca Macellan'ın bütün gemicileri sıçan artığı bisküvileri yemek zorunda kalırlar. Nedir, Macellan'la arkadaşları sonunda sıçanlardan öçlerini almışlardır. Sıçanları yakalayıp bir güzel yemeye koyulmuşlardır ki, ilk sıçan karaborsasının tezgahlanması da böyle gerçekleşmiştir.
Sayfa 111
Reklam
Denizden elde edilen yiyecekler için gerekli alet ve oltaların bulunması gerektiği gibi küçük bir gerçeği bilmediği için, 1520 aralığında, Macellan Büyük Okyanus'a açıldığı vakit yiyecek sıkıntısına düşmüştür.
Sayfa 111
1952 sonbaharında Atlas Okyanusunu minnacık bir yelkenliyle aşan Alain Bombard Kanarya adalarından yola çıktığı vakit dünyanın en güç şeyi olan yalnızlığı egemenliği altına alacağını sanmıştır. Tekne üzerindeki yaşantıya alışmak yeterli olacaktır sanar. Ama günler günlere bindikçe yalnızlığın insanoğluna verilen bir armağan değil de öldürücü bir makine olduğuna inanmaya başlar ve şöyle bağırır: - Yalnızlık! Ben ve teknemin seni boyunduruğu altına alacağını umacak kadar büyüklenmiştim. Beni ele geçiren sen oldun!
Sayfa 101
Okul kitaplarını karıştırın, oralarda insana edebiyatı, sanatı sevdiren çok az şeye rastlarsınız. Söylemesi ayıp sayılmazsa, sanat eğitimi hükümetlerin başlıca görevi olmalıdır. Çünkü kötülüklerin beşiği olan kara karanlık sadece bilgiyle aydınlatılmaz, onun bir de sanat sevgisiyle pekiştirilmesi gerekir.
Sayfa 100
Bence şudur ki, okurlar da, seyirciler de yüzyıllar boyu sanat denizinde yüzmelerini sağlayacak bir eğitimden uzak tutulmuşlardır. Toplumların çoğu sanat ürünlerine yaklaşmak için birtakım ince yollardan geçilmesi gerektiğine inanmazlar. Fernand Leger şöyle diyecektir: - Özel galerilerle müzeler kapılarını tam da işçilerin işliklerden ya da fabrikalardan çıkma saatinde kapatırlar.
Sayfa 100
500 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.