Türk ve Arap milletleri tarihte olduğu gibi aynı gaye ile bir araya gelirse batının bölgedeki bütün saltanatı sona erer. Bu yüzden gizli İngiliz siyaseti ile beslenen batıcı tarihin iki büyük yalanı vardır. Türklere der:
"Araplar size isyan etti, cihan harbinde arkadan vurdu."
Araplara der:
"Türkler sizi bin yıl sömürdü!"
Türklere der:" İslamiyet'i bırakın o sizi geri bıraktı."
Araplara der:" Bakın Türkler İslamiyet'i bıraktı"
Böylece nesiller boyu düşmanlıklar devam eder. İslam coğrafyasında bölünmüşlük ve perişanlık sürer gider.
Batılı ajanslar, sömürgecilerin ekonomik işgaline karşı ortaya çıkan tepkileri ayrılıkçı Arap isyanı olarak takdim ederek İstanbul (Osmanlı) siyasetini etkilemeye çalışıyorlardı.
Arap beldelerinde bu dönemde ortaya çıkan yerel liderliklerin öncelikli hedefi, Osmanlı devleti'ne isyan değil sömürgeciler tarafından kuşatılan vatanlarını savunmaktı.
İngilizlerin uyguladıkları dış politika her zaman kendini ele vermeyecek kadar Seyyal ve hileciydi. Görünüşte siyasî gündemle askerî hedefler arasında hiçbir alaka kurulamazdı.