Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Galakside Son Bir Kez Otostop Çekmek

Kuşkucu Somon

Douglas Adams

Kuşkucu Somon Sözleri ve Alıntıları

Kuşkucu Somon sözleri ve alıntılarını, Kuşkucu Somon kitap alıntılarını, Kuşkucu Somon en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dünyayı değerlendirdiğimiz bakış açısında bazı tuhaflıklar var. Derin bir yerçekimi kuyusunun dibinde, yaklaşık 150 milyon kilometre uzaklıktaki nükleer bir ateş topu etrafında dönen, gazla kaplı bir gezegenin yüzeyinde yaşadığımız gerçeği ve bunun normal olduğunu düşünmemiz, besbelli ki, bakış açımızın çarpılmaya nasıl yatkın olduğunun göstergesi. Ama entelektüel tarih boyunca bazı yanlış anlamalarımızı yavaş yavaş düzeltebilmek için çeşitli şeyler yaptık.
Sayfa 240
Eğer evrim kuramına inanmayan ve bu kurama bir örnek göstermenizi isteyen birini ikna etmeye çalışıyorsanız, bu sorun bugün bile ustalık isteyen bir konu olmaya devam etmektedir - gündelik gözlemler anlamında örnek bulmak hayli zor iştir.
Sayfa 245
Reklam
İçinde yaşadığımız dünyada çok çeşitli şeyler yarattık dünyamızı çok çeşitli yönlerden değiştirdik. Bu çok çok açık. İçinde bulunduğumuz odayı inşa ettik, bilgisayarlar ve benzerleri gibi bir sürü karmaşık nesne icat ettik, ama bunların yanı sıra muazzam güçlü bir sürü kurgusal varlık da yarattık. Peki "bu kötü bir fikir ve aptalca - bundan kurtulalım gitsin," mi diyoruz. Para tam anlamıyla kurgusal bir oluşum, ama dünyamızda korkunç bir güce sahip. Hepimizin içinde banknotlar bulunan cüzdanlar var. Ama bu banknotlar ne işe yarar? Onları hayvan üretir gibi üretemezsiniz, tavada kızartamazsınız, içlerinde yaşayamazsınız, onları birbiri ile değiştirmek dışında, onlarla yararlı hiç bir şey yapamazsınız - ve onları birbiri ile takas eder etmez bir sürü zorlu şey daha oluşur - çünkü bu hepimizin kabul ettiği bir kurgudur. Bunun doğru ya da yanlış olduğunu düşünmüyoruz. Mesele şu, para ortadan kaybolursa, sahip olduğu ortak yapı çöker, ama bizim ortadan kaybolmamız durumunda, para da ortadan kaybolacaktır. Paranın bizim dışımızda hiç bir anlamı yok. O, bizim yarattığımız ve dünya üzerinde şekillendirici etkisi çok güçlü olan bir şey, çünkü o hepimizin kabul ettiği bir şey.
Sayfa 250
Mikroskoplara cam mercekler takıp evrenin mikroskobik görünüşünü incelemeye başladık. Böylece atomaltı düzeye inince içinde yaşadığımız somut dünyanın da -yine oldukça endişe verici şekilde- neredeyse hiçlikten oluştuğunu ve bir şey bulduğumuz zaman bile, bulunanın bir şey olmadığı, yalnızca orada bir şey olabileceği olasılığı anlaşıldı.
Sayfa 242
Parçacıklar, güçler, masalar, sandalyeler, kayalar ve benzerleri gibi farkında olduğumuz, bilim için neredeyse görünmez olan pek çok çeşit oluşum var. Neredeyse görünmezler, çünkü bilimin onlar hakkında söyleyecek neredeyse hiçbir şeyi yok. Köpekler, kediler, inekler ve her birimizden söz ediyorum. Biz canlı varlıklar, bilimin söz edebileceği herhangi bir yetki alanının öyle ötesindeyiz ki kendimizi neredeyse bilimin hakkımızda bir şeyler söylemesini bekleyeceğimiz olgular olarak bile tanımlamıyoruz.
Sayfa 244
Öyle ya da böyle, son derece yanıltıcı bir evren bu. Nereye baksak, kim olduğumuza dair fikrimizin -neredeyse yalnızca onlar için yaratılmış bir evrende yaşayan, önemli, güçlü kuvvetli, somut varlıklar- doğru olmadığını fark etmek aşırı derecede ürkütücü ve aşırı derecede üzücü olmaya başlıyor. Bu noktada hâlâ her türlü temel prensip hakkında kehanetlerde bulunmaya, yerçekiminin, güçlü ve zayıf nükleer güçlerin isleyişini tanımlamaya, maddenin parçacıkların ve benzerlerinin doğasını tanımaya devam ediyoruz, ama temelleri anlasak bile, matematiği çok zor olduğu için hâlâ işin nasıl yürüdüğünü çözemiyoruz. Bu yüzden de düzenin saat gibi tıkır tıkır işlediğine dair bir görüşü benimsiyoruz, çünkü matematiğimizle en fazla bu kadarını başarabiliyoruz.
Sayfa 243
Reklam
Birilerinin dinin evrimsel tarihini yazmalarını istedim, çünkü onun gelişme şeklinin her tür evrimsel stratejiyi sengilediğini düşünüyorum. Aynı çevrede yaşayan iki hayvan arasındaki silahlanma yarışını düşünün örneğin Amazon deniz ayısıyla, onun yediği özel bir kamışın yarışını ele alalım. Deniz Ayısı ne kadar çok kamış yerse, kamışın hücrelerinde denizayısının dişlerine karşı koymak üzere o kadar çok silika gelişecektir ve kamıştaki silika oranı ne kadar çok artarsa denizanasının dişleri o kadar çok büyüyüp güçlenecektir. Bir taraf bir şey yapar, diğer taraf buna karşı koyar. Hepimizin bildigi gibi, evrim ve tarih boyunca, silahlanma yarışları evrimin en güçlü iticileri olmuştur ve idealar aleminde de benzer şeylerin olduğunu görebilirsiniz.
Sayfa 251
Başkasının poposu tarafindan ısıtılmış bir yere oturmaktan duyduğunuz belli belirsiz rahatsızlık, tıpkı devasa bir filin çalılıklardan fırlayarak size doğru yöneldiği zaman duyduğunuz his gibi bir duygudur, ama şimdiye dek yalnızca bu ikincisini tarif edecek bir sözcük vardı. Artık her ikisi içinde bir sözcük bulunabiliyor. Birincisi "Shoeburyness", ikincisiyse bildiğiniz gibi "korku".
Sayfa 62
"Çocukluğumda aktif bir Hristiyandım. Okul korosuna bayılırdım ve yılbaşı ayinlerini her zaman çok duygusal bir sey olarak hatırlarım." Kendisini etkileyen ünlülerden oluşan mabedine Beatles ve Python İle birlikte Bach' da eklemiştir, ama bu durum onun ateşli ateistliğiyle nasıl uyum sağlayacaktır? "Yaşam sizi öyle ya da böyle etkileyen veya duygulandıran şeylerle doludur." diye açıklar. "Bach'ın yanıldığını düşünüyor olduğum gerçeği onun B Minor ilahisinin, insanlığın ulaştığı en önemli doruklar dan biri olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu müziği duyunca hâlâ gözlerim yaşarıyor. Din meselesinin tamamını son derece ilginç buluyorum. Ama bir başka açıdan da son derece zeki insanların dini böyle ciddiye alması beni hayretlere düşürüyor."
Sayfa 35
Her ülke farklı bir insan tipine benzer. Amerika ergenlik çağında kavgacı bir delikanlı gibidir, Kanada otuzbeş yaşında zeki bir kadına benzer. Avustralya Jack Nicholson gibidir; ta yanınıza kadar gelir, size doğru uzanır, tehditkar, ama çekici bir gülüşle yüzünüze sırıtır. Aslında pek de öyle ülkeye benzer bir taraf yoktur, daha çok kavurucu bir sıcak, toz ve zıplayan şeylerle dolu el değmemiş, uçsuz bucaksız ıssızlığın etrafında katılaşmış, yarı çılgın bir uygarlık kabuğuna benzeyen bir şeydir.
218 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.