“Hasan Kaptan benim kuşumu alıştırdı.” “Ne oldu o kuş?” diye heyecanla sordu Semih. “Bıraktım,”dedim. “Hiç bıldırcın yakalamış mıydı?” “Çoook,”dedim. “Kaça bir bıldırcın?” dedi Hayri. “Pahalı,” dedim. “Belki on beş, yirmi, yirmi beş lira, iyice bilmiyorum. Kuşumun yakaladığı bıldırcınları satmıyordum ki ben…”. Uzun yalandı: “Vay be,”dedi. Hayri de içini çekerek: “Vay be,” dedi. Uzun sevinçle bağırdı: “Bakın bakın,” dedi göğü gösterdi, “üç tane olmuşlar… Üçü de…”