Kutü'l Amare 1916 - Olaylar, Hatıralar, Raporlar

Hacer Kılıçaslan

Kutü'l Amare 1916 - Olaylar, Hatıralar, Raporlar Quotes

You can find Kutü'l Amare 1916 - Olaylar, Hatıralar, Raporlar quotes, Kutü'l Amare 1916 - Olaylar, Hatıralar, Raporlar book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Kûtü'l Amâre zaferi; çok iyi yetişmiş ve teknik bilgi gücünü azami ölçüde hayata geçiren kurmay sınıfı ile bütün imkansızlıklar içinde büyük bir inatla direnmesini, direnmenin de ötesinde hücum etmesini bilen küçük rütbeli zabitler ve bölgenin sıcağı ve coğrafyasına son derece yabancı olmalarına rağmen büyük bir özveri ile savaşan Anadolu kökenli askerlerce kazanılmıştır. Buna rağmen Kûtü'l Amare zaferi, ne okul müfredatında ne de bilimsel araştırmalarda hak ettiği yeri bulmuştur. Bu zafer'in mukayeseli bir şekilde incelenip değerlendirilmesine ancak son zamanlarda başlanmıştır. Hâlbuki bu zafer, Birinci Cihan Harbi'ndeki en belirleyici unsurlardan biridir. Britanya İmparatorluğu'nun savaşını, kendilerinin de belirttiği gibi, en azından iki yıl uzatmıştır. Bu yüzden de İngilizler, Mondros'ta ve Sevr'de Türkler karşısında çok amansız bir tutum sergilemişlerdir. Buna rağmen Britanya kamuoyu ve ordusu, Türk aleyhtarlığı konusunda her zaman ihtiyatlı davranmış, eleştirilerini daha ziyade Lord George'a yöneltmişlerdir.
İngiltere'nin Basra ve Kızıldeniz Politikaları
19. Yüzyıl boyunca Avrupa devletlerinin ilgi gösterdikleri yerler Aden körfezi'ndeki stratejik noktaları oldu. Önemli ticaret merkezleri olan Maskat, Aden ve Moha İngilizler ve Hint yetkililer tarafından yüzyıl boyunca değerli kabul ediliyordu. 18. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren yeni bir yayılma politikası izleyen Fransa'da Mısır, Kızıldeniz ve Basra Körfezi taraflarında etkin olmak istedi. Bu durum İngiltere'yi rahatsız etse de asıl tehlike Napolèon Bonaparte'ydi. Çünkü Hindistan'a ilerleyen Napolèon İngiltere'yi bir dizi önlem almak zorunda bıraktı. 1798' de Fransızlar Mısır'a girdi. İngiltere bölgedeki Fransızları etkisiz kılmak için Maskat Sultanı ile anlaşma yaptı. 12 Ocak 1798 tarihli anlaşma Basra Körfezi'nde İngiliz varlığını başlatmış oldu. İngilizler daha da ileri giderek 1798 Ekimi ortalarında İngiliz politik acentesi aracılığı ile Fransız ve Hollandalıların Umman Bölgesi'ndeki ticari faaliyetlerini kısıtlama girişiminde bulundu. İngiltere Yakın doğuda yararlanabileceği her unsurla İran Şahı, Umman İmamı, Mekke Şerifi, Bağdat paşası ile işbirliği yaparak Fransızlara karşı onları ikna etmek istedi. İngilizler bölge üzerinde etkilerini artırırsa da Basra Körfezi çevresindeki birçok kabile özellikle en güçlüsü olan Kâsmîler İngilizlere karşıdır ancak Hindistan hükümetinin gönderdiği kuvvetler onları yenerek 1827'de anlaşmaya zorladı. Bu anlaşma korsanlığı yasaklar ve İngilizlerin bölgedeki varlığını kuvvetlendirir.
Sayfa 56 - Durmuş Akalın, "İngiltere'nin Basra Körfezi Politikaları ve General Townshend'in Kut'ül Amâre'de Esir Düşmesi"
Reklam
Birinci Cihan Harbi boyunca Mezopotamya ve Filistin’de çarpı­şan Osmanh ordusu lojistik ve iaşe açısından büyük sorunlarla yüz­leşmek durumunda kalmıştır. Demiryolunun henüz tamamlanma­mış olması, özellikle savaş teçhizatının ve gıda maddelerinin cepheye ulaştırılmasında büyük zorluklara sebep olmuştur, ikmal hattı olarak demiryolunun devreye
İki kutba ayrılan Avrupa’da tüm hesapların düğümlendiği Os- manlı Devleti, bütün arayışlarına rağmen yerini bulamamıştı. He­men her devletin kendi özel gerekçeleri, kutuplaşma şartlarını nere­deyse olgunlaştırmıştı. Bu gergin hava içerisinde, tarafları harekete geçirecek kıvılcımlar gelmekte gecikmedi. Bunlardan ilki, 1905- 19O6’da Almanya’nın
I. Dünya Savaşı öncesi İngilizler ticari çıkarlarını Hindistan ötesine taşıdı. Basra Körfezi ve Aden önemli konumlar olarak görüldü.
Sayfa 55 - Durmuş Akalın, "İngiltere'nin Basra Körfezi Politikaları ve General Townshend'in Kut'ül Amâre'de Esir Düşmesi"
Enver Paşa kolordu komutanlığına, yardımcı komutan po­zisyonunda bulunan amcası Halil Bey’i atamıştır. 1840’larda büyük devletlerin ordularıyla birlikte Osmanh ordusu da ıslah edilirken, isabetli bir kararla kurulan kurmay eğitim sistemi iyi işlemiş ve fay­dalı olmuştur. Trablusgarp’ta olduğu gibi. Birinci Cihan Harbi’nde de bu eğitimin ciddi etkileri görülmüştür. Halil Kut da bu eğitim­den geçmiş başarılı bir kurmaydır. Halil Paşa, Albay Nurettin Bey’in harekâtını aynıyla tatbik etmiş ve kuşatmanın başarılı olması için büyük gayret göstermiştir
Reklam
99 öğeden 101 ile 99 arasındakiler gösteriliyor.