Lacan Hakkında Bilmeyi Hep İstediğiniz Ama Hitchcock'a Sormaya Korktuğunuz Her Şey

Slavoj Zizek

Lacan Hakkında Bilmeyi Hep İstediğiniz Ama Hitchcock'a Sormaya Korktuğunuz Her Şey Posts

You can find Lacan Hakkında Bilmeyi Hep İstediğiniz Ama Hitchcock'a Sormaya Korktuğunuz Her Şey books, Lacan Hakkında Bilmeyi Hep İstediğiniz Ama Hitchcock'a Sormaya Korktuğunuz Her Şey quotes and quotes, Lacan Hakkında Bilmeyi Hep İstediğiniz Ama Hitchcock'a Sormaya Korktuğunuz Her Şey authors, Lacan Hakkında Bilmeyi Hep İstediğiniz Ama Hitchcock'a Sormaya Korktuğunuz Her Şey reviews and reviews on 1000Kitap.
Retinasının Ardındaki Adam
Kendi bedenimizde, kendi gözümüzde sıkışıp kalmak biçimin­deki bu dayanılmaz durumu, kötü şöhretli başka bir röntgenci olan Norman Bates şöyle ifade eder: Bence hepimiz kendi tuzaklanmızda sıkışıp kalmışız. Ve hiçbiri­miz dışarı çıkamıyoruz. Boşuna tırmalar dururuz, sadece boşluğa, sa­dece birbirimize pençe atabiliriz. Üstelik bütün bu çırpınışlardan bir an olsun vazgeçmeyiz.
Okuma Listem
2019 yılı okuma listem (Bir Kısmı) (Güncellenmeye devam edecek) (Beni kitaplarımla tanı iki gözüm)
Felsefe Nedir?
Felsefe Nedir?
Lolita
Lolita
Reklam
Lacan'ın Seminer I'de Sartre'ı özetlediği gibi: Kendimi, gözlerini görmediğim, hatta gözlerinin farkına bile varmadığım birisinin bakışı altında hissedebilirim. Bunun için orada başkalarının olabileceğini işaret eden bir şeyler olması benim için yeterlidir. Örneğin bu pencereyi ele alalım; hava biraz kararırsa ve gerisinde birisinin durduğunu düşünmek için sebeplerim varsa, bu pencere doğrudan bir bakıştır. Sartre ve Lacan'ın uyandırdığı sahne (ancak ikisi arasında hayati bir ayrım vardır: Sartre için bakışın değil, gözün yerine geçen pencere, Lacan'da bakıştır)
Sayfa 166 - AgoraKitabı okudu
Diyelim ki Platon, "Adamla konuşmak yerine, [ Delphi kitabesi] içimizden birinin gözüne bir nasihatte bulunarak, 'Kendini gör,'" dedi. Göz kendini göremeyeceğine göre bu nasıl mümkün olabilir? Plato şöyle der: "Göz, bir nesneye bakmalıdır ve bu nesneye bakarak hem nesneyi hem de kendini görür." Söz konusu nesne tam da başka birinin gözüdür, farklı bir deyişle, üçüncü gözdür; göz nesneye baktığında, kendini 'görürken görür'. Göz kendini ancak üçüncü gözün gözbebeğinde görebilir ('aracılığından faydalanarak gördüğü şey'). Platon'un sözleriyle: Eğer bir göz kendini görecekse, bir göze ve o gözün [başka bir deyişle, görmenin] tam da erdeminin ortaya çıktığı bölgesine bakmalıdır. ''
Sayfa 165 - AgoraKitabı okudu
Şu halde eğer modernist yorumun zevki, temel olarak nesnesinin tekinsiz esrarengizliğini 'seçkinleştiren' farkındalık etkisine bağlıysa (işte bu bariz dağınıklığın ne demek istediği- ni şimdi anlıyorum!), postmodernist işleyişin amacı ilk baştaki basitliğini yabancılaştırmaktır: "Gördüğün şeyin bunak büyükannenin bile zorlanmadan takip edebileceği basit bir melodram olduğunu mu sanıyorsun? ... /semptom ile sinthom arasındaki farkı; Borrom düğümünün yapısını; Kadın'ın Babanın Adlarından biri olduğu gerçeğini vs./ dikkate almadığın takdirde her şeyi ka­çırmışsın demektir!"
Sayfa 10 - Agora /girişKitabı okudu
Modernist bir sanat eseri, tanımı gereği, 'anlaşılmaz'dır; bir şok, gündelik hayatımızın güvenlik ve huzurunu tehdit eden bir travmanın ani saldırısı olarak işlev görür ve egemen ideolojinin simgesel evrenine karışmaya direnç gösterir; bunun üzerine bu ilk karşılaşmanın ardından yorum sahneye çıkar ve bizim bu şoka dahil olmamızı sağlar - bize, diyelim ki, bu travmanın kayıt altına alındığı bilgisini verir ve çok 'normal' gündelik hayatlarımızdaki sarsıcı ahlak bozukluğuna işaret eder ..
Sayfa 9 - AgoraKitabı okudu
Geri17
77 öğeden 71 ile 77 arasındakiler gösteriliyor.