Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Lacan ve Postfeminizm

Elizabeth Wright

Lacan ve Postfeminizm Sözleri ve Alıntıları

Lacan ve Postfeminizm sözleri ve alıntılarını, Lacan ve Postfeminizm kitap alıntılarını, Lacan ve Postfeminizm en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1970’lerdeki sinema eleştirilerinin bü­ yük bölümü Christian Metz’in çalışmala­rından esinlenmişti; Metz, psikanalizin, filmin ve sinemanın bilinçdışı düzeyde na­sıl çalıştığını anlamamıza yaptığı katkıyı kuramlaştırmıştı. Özellikle de sinemanın “izleme düzeni”nin fetişizm ve voyeurism mekanizmalarını harekete geçirme biçimi üzerinde durmuştu:
“Şüphesiz kadınları maskeleriz, çünkü kadını keşfedemeyiz. Onu sadece icat ederiz.”
Sayfa 41
Reklam
Lacan’ın “Kadın yoktur” sözü ise, bilinçdışında “ka­dın” için bir gösteren olmadığı anlamına gelir. Maske, bir erkeğin arzularına değil, fakat bir erkek fantezisine cevap veren fi­ziksel bir yapıyı açığa vurur. Dahası, biyo­lojik farklılıklar yetersizdir. Birçok kişi bu sınırları aşmış görünüyor. Dişil yapıda bi­ yolojik erkekler ve eril yapıda biyolojik kadınlar vardır.
Fallusun her zaman erkek egemenliği­ nin bir göstergesi olmasına dayanarak, La­can’ın fallus-merkezci olduğu yönünde ge­tirilen suçlamalara karşı onu savunmanın tek yolu, cinsel kimlik farklılıklarıyla ilgili bu formülasyonunu açımlamaktır. Mesele aslında bu olmasa da, her cins, simgesel düzlemde yer almanın bir sonucu olarak eksiktir, ancak eksikleri penis değildir; üs­telik, özneyi bölen ve böylece konuşan varlığı yaratan fallik işlevi gösteren bir me­tafor olarak fallus kullanılmış olsa da. Fal­lik işlev her iki tarafta da ortaya çıkar.
Dişi kümesinde ise, kadınların tamamı fallik işlevle tanımlanmamıştır; kadın fallik işleve evet ve hayır, evet veya hayır der. Di­şinin formülasyonu kadınları bir bütünde toplamanın imkânsızlığını ve belirsizliğini (undecidability) gösterir. Dişillik, erillik gibi tümel bir işlev olarak örgütlenmemiştir; çünkü bütün kadınlar fallik işleve tabi de­ğildir.
Bu dinamik, çoksatan bir kitap olan Men are from Mars, Women are from Venüs’te (Erkekler Mars’tan, Kadınlar Venüs’ten) “mağara”sında erkek, “ku­yucunda kadın- olduğu gibi, hiçbir biçim­ de iki cinsin birbirini tamamladığı, bir nite­liğin diğerinin karşısında yer aldığı şeklin­ de yorumlanamaz
Reklam
Çağdaş Batı feminizmi uzunca bir süre, geliştirdiği cinsiyet/toplumsal cinsiyet (sex/gender) ayrımından, patriyarkallik analizinden ve kadınların “erkek gözü”yle metalaştırılması kuramından çok emin bir tablo sergiledi. Ancak bu kategoriler, post- modern “yapısökümü”nün konuyu dağı­ nık ve değişken olarak ele alan merceğinde bozulmaya başladı.
Olumsuz okuma, “post” ile “feminizm” arasına bir tire yerleştirmektedir; olumsuz okuma, “post” teriminin feminizmi sabote ettiğini varsayar ki, bu artık, feminizmin, en azından dişil öznelliğine özel bir itiraz­ da bulunan feminizmin feda edilebileceği­ ni ima etmektedir.
Dişil bir tarzda yazma arzusu, dişi olmanın ne olduğunu yazmak demektir. Bu görüşün savunucuları, 1970’lerin ortalarında, “sembolik erkek” dedikleri “fallus-merkezli” dil düzeni için­ de kadının yazma pratiğine yer olmadığı so­nucuna varmışlardı.
Olumlu tanım şöyledir: Postfeminizm sürekli devinen bir süreçtir, kendini dö­ nüştürür, değiştirir. Kendisinden önceki feminist ve sömürgeci söylemlerin (mo­ dern ya da patriyarkal, fark etmez) geride bırakıldığı, aşıldığı varsayımını kabul et­mez ama; bu söylemlere eleştirel bir ko­numdan yaklaşır.
36 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.