Freud, penis kıskançlığına, Oidipus ve kastrasyon komplekslerine bağlılığı yüzünden; Lacan ise, Freud’u yeniden okurken, fallusun merkeziliğini ve babalığın simgesel işlevini vurguladığı için hep eleştirilmiştir. Birçok feminist, seçkin çalışmalar ortaya koyduklan halde, Lacan’ın zorluğu şüphe götürmeyen metinleriyle uğraşma zahmetine bile katlanmazken, her ikisine de yönelik bu temel suçlamalan tekrarlamakla yetinmektedirler.