“Gelse, sadece mesafe denilen engel kalsa ortada, yine de onu görmeye, onunla karşılaşmaya, upuzun tanışmaya cesaret edemezmişim duygusuna kapılıyorum. Korkum, benim düşlerimin eksik gerçekleşmesi değil: Korkum onun düşlerini yarım bırakmak: “şimdiye kadar olmadığım gibi aşığım sana/ bu benim için yeni bir şey/ Belki de yaş meselesi/ Gelip onu öldüreceksin diye korkuyorum adeta/ içimdeki bu muazzam mahluk / yanlış bir bakışla devrilebilir/ Her şeyden büyük olan insan / tek bir kurşunla devrilmiyor mu?/ Çaresizlik..
bana sunduğun..
Hep aynı yerde olmak, martılara bakmak bakmak; bir çakıltaşını ötekine, bir zeytin çekirdeğini duvara sürtmek; her şeyin, her şeyin altında ANLAM’ı ve AŞK’ı aramak...
Bulduğum her şeyi yitirmek ve yitirdiğim hiçbirşeyi bulamamak bana sunduğun..”