Ben kocamı sevdim. Onun kendisi ve ülkesi için arzularını gerçekleştirmesi uğruna elimden gelen her şeyi yaptım. Ama artık birlikteliğimiz onun daha fazla ilerlemesine engel oluşturuyor. Josephine'in durumunda olduğu gibi yine feda edilmesi gereken, kadın.
Evliliğin bir ilginç yanı daha vardı. Nikah yüzüğü alınmamıştı. Lozan'da evlilik haberini duyan delegeler, başta İsmet İnönü hep birlikte yeni çifte armağan olarak bir nikah yüzüğü almaya karar vermişlerdi.
Diplomasi günleri başlamıştı, bu yüzden ciddi bir çevirmene ihtiyaç doğmuştu. Latife görüşmeye gelen yabancı gazeteciler ile Mustafa Kemal arasında çevirmenlik yapıyor, onun notlarını alıyor, birikimi ve aklıyla ona yardımcı oluyordu.
Latife ise karşılaşma anıyla ilgili hislerini ve Mustafa Kemal'e ilişkin duygularını sevgili amcası Halit Ziya'yla paylaşmış, ona " İki güzel mavi gözle karşılaştım" diye yazmıştı.
Bir sabah Mustafa Kemal evden çıkarken kendisini geçiren Latife'ye beklenmedik bir ricada bulundu.
"Latifçiğim bugün odamı siz toplayabilir misiniz?"
"Elbette Paşam" diye cevap verdi Latife.
Mustafa Kemal'in yatak odasına girince "Allah Allah" diye mırıldandı. Yatak yapılmış, her şey yerli yerine konmuştu.
"Acaba niye odamı topla" demişti. Yerli yerinde olmayan tek bir şey vardı o da Mustafa Kemal'in duvardaki resmiydi. Nedense yatağın üzerine bırakılmıştı. Her sabah bahçeden koparıp onun başucuna bıraktığı gül de çerçevenin üzerinde duruyordu. Latife resmi, aklına bir şey gelmeden yeniden duvara asti. Unutulduğunu sanmıştı.
Belki o gece, belki de ertesi gece, Latife ile Mustafa Kemal baş başa sofraya oturduklarında, Mustafa Kemal, "Latif, o gün odamı toplarken dikkatinizi çeken bir şey olmadı mı?" diye sordu. Latife bu soruya ilk anda cevap verememişti.
"Yatağın üzerinde bir resim vardı, alıp duvara astım" dedi.
Mustafa Kemal, başladığı oyunu sürdürmeye kararlıydı. "Lütfen odaya gidip, o duvara astığınız resmi getirir misiniz."
Muzip bir hali vardı. Latife de bir anlam veremedi, ama hemen gitti ve resmi çivisinden çıkartıp getirdi. "Lütfen arkasına bakar mısınız?" diye devam etti Mustafa Kemal.
Latife'nin kafasından bin bir şey geçiyordu, ama işi bir türlü çözemiyordu. Mustafa Kemal'in el yazısını görür görmez tanıdı. Yazıyı ilk başta göremediğine hayıflandı. Affedilecek şey değildi yaptığı.
Sen bu resme bak
Ve hâlâ hayır diyorsan
Bir daha teklif etmeyeceğim!
Latife'nin sabah ona bıraktığı gül de resmin kenarına iliştirilmişti.
İstediğim ve seçebildiklerim bana kalsa bütün kitaplığı okumak isterim :) Umarım bu yıl bunları okuyabilirim :) Eminim ki liste yıl sonunda tamamen farklı olacak 😂