Ledünni İlim Ve Hakiki Sevgi

Davud El-Kayseri

Ledünni İlim Ve Hakiki Sevgi Hakkında

Ledünni İlim Ve Hakiki Sevgi konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
7.5/10
4 Kişi
39
Okunma
9
Beğeni
1.464
Görüntülenme

Hakkında

Birinci risalede Davud el-Kayserî Ledünnî İlmi (el-ilmü'l-ledünnî) konu edinmektedir; ikincisinde ise, Hakiki Sevgi (el-muhabbetü'l-hakîkîyye) kavramını ele almaktadır. Davud el-Kayserî Ledünnî İlmi “Hayat Suyu” sembolüyle anlatmıştır. Çünkü ilim, su gibidir. Nasıl hayatın ve canlılığın kaynağı su ise, ilim de bütün varlığın kaynağıdır. Allah, varlığı ilmiyle yaratmıştır. Hayatın ve varlıkların sırrı ilimde ve suda çözülmüştür. Bu sırra vakıf olmak için Hızır gibi bu hayat suyundan içmek gerekir; yani başka bir ifadeyle ledünnî ilme sahip olmak gerekir. İnsanı gerçek manada, Hızır'ın durumu gibi, hem ruhen, hem de bedenen ölümsüz kılan şey, hayat suyu veya ledünnî ilimdir. Davud el-Kayserî'ye göre, sevgi bilginin neticesidir. Dolayısıyla bilgi, sevgiden daha öncelikli ve önemlidir. Allah'ı sevmek demek, O'nu hakkıyla bilmek ve gereği gibi kulluk etmek demektir. Diğer varlıkları sevmek, onların varlıklarını ve haklarını korumak demektir. Sevginin, sözde kuru sevgi olmaması için hakiki sevginin neticelerini göstermek gerekir. O halde hakiki sevgi son tahlilde çıkarsız sevgidir. Bu da Allah için sevgidir.
Çevirmen:
Mehmet Bayrakdar
Mehmet Bayrakdar
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 16 dk.Sayfa Sayısı: 80Basım Tarihi: Eylül 2009Yayınevi: Kurtuba Kitap
ISBN: 9789756743577Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 31.9
Erkek% 68.1
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Davud El-Kayseri
Davud El-KayseriYazar · 5 kitap
Dâvûd-i Kayserî, Osmanlı devletinin kuruluş döneminde yaşamış İran'lı mutasavvıf, filozof ve yazar. İlk Osmanlı medreselerinin kurucusu, başmüderrisidir. Asıl adı; Davud bin Mahmud bin Muhammed, lakabı Şerefüddin’dir. Dâvûd-i Kayserî, günümüzde İran sınırları içindeki Save'den Moğol saldırıları sırasında kaçarak Kayseri'ye yerleşen bir aileye mensuptur. 1258 veya 1261 yılları civarında Kayseri'de doğdu. Kayseri'nin o dönemde Selçuklu ilim ve kültür hayatındaki yeri oldukça iyiydi. Burada dönemin tanınmış alimlerinden Kadı Siracettin el-Ümrevi'den dersler aldı. Onun Konya'ya tayin edilmesinden sonra burada diğer hocalardan eğitim gördü. Davud el- Kayseri, kendisini yetiştirdikten sonra Kahire'ye gitti. Bir süre burada da eğitim gördü. Dört yıl kadar kaldığı Kahire'den Kayseri'ye döndü. Hatta ilim aşkı ve çabası, Onu dönemin şöhretli alimi Abdürrezzak Kaşani ile görüşmek için İran yol1arına düşürdü. Orada ondan tasavvuf dersleri aldı. Böylece Din ilimlerinde hem de dünya ilimlerinde büyük şöhret oldu. Konya, Aksaray ve Bursa'ya gitti. Yazdığı Matla'u hususi' l Kelim filmaani Fususi'l Hikem adlı eseriyle Osmanlı Padişahı Orhan Gazi'ye kadar ulaştı. Davudu Kayseri Nihayet-ül Beyan fi drayetizzaman adlı eserini de bitirdikten sonra şöhreti Anadolu sınırlarının dışına taşmaya başladı. Bunun üzerine 1336 yılında Orhan Gazi kendisini İznik'e çağırdı. Günlük 30 akçe maaşla burada kurduğu Osmanlıların ilk medresesine Başmüderris tayin edildi. 15 yıl süreyle çalıştığı bu medresesinin sistemini kurdu. Böylece osmanlılarda medrese eğitiminin temeli fiziki olarak Orhan Gazi, ilmi olarak da Davud-u Kayseri tarafından atılmış oldu. Davud el-Kayseri'nin Osmanlı medrese eğitim sistemine verdiği disiplin asırlarca devam etti. Dünya çapında binlerce ilim adamı, sanatkar ve edebiyatçı yetişti. Bu bakımdan Davud-u Kayseri'ye o dönemlerde Din ve mil1etin Şerefi anlamına gelen Şerefu'd Din ve' Mille lakabı verildi. Tasavvuf yönündeki bilgisi ve yaşayışından dolayı Şeyh ve Hanefi mezhebinde olduğu için de El Hanefi gibi unvanlar verildi.