Liderlerin Dış Politika Felsefesi ve Uygulamaları

Kolektif

Liderlerin Dış Politika Felsefesi ve Uygulamaları Posts

You can find Liderlerin Dış Politika Felsefesi ve Uygulamaları books, Liderlerin Dış Politika Felsefesi ve Uygulamaları quotes and quotes, Liderlerin Dış Politika Felsefesi ve Uygulamaları authors, Liderlerin Dış Politika Felsefesi ve Uygulamaları reviews and reviews on 1000Kitap.
Demokratik siyaset,liderlere olan ihtiyacı ortadan kaldırmamıştır, fakat liderleri belirgin biçimde hesap verebilir hale getirerek ve görevden uzaklaştırılabilecekleri kurumsal bir mekanizma tesis ederek, liderlere kesinlikle güçlü sınırlandırmalar getirmiştir.
Özal'ın dış politika konusunda kanımızca en başarılı yönü dışişleri bakanlığından başka özel ve kamu kurum ve şirketlerini dış dünyaya açması, özgüven sağlamasıdır. Bir de Türk dış politikasında gecikmiş olan dış politika amaç ve araçları arasına ekonomi ve ticaret nosyonunu sokmasıdır.
Reklam
Necmettin Erbakan, Turgut Özal ve Tayyip Erdoğan iktidarlarında Dışişleri bakanlığı dışlanmış ve dış politika kendi felsefelerine uygun danışmanlar vasıtasıyla yürütülmeye çalışılmıştır.
Erbakan'ın dış politika tasarımı, Türkiye'nin İslam dünyasının ve birliğinin yegâne potansiyel önderi olarak düşünülmesine dayanır. Ona göre, Osmanlı'nın varisi olmak, Türkiye'ye tarihen hatta hilafet tartışmasını hesaba katarsak belki hukuken bu misyonu yükler. Bu temelde Osmanlı nostaljisi modern ve milliyetçi bir emperyal (veya irredentist) tahayyüle dönüşür. Nitekim İslama basına göre; İslam dünyası içinde bulunduğu zilletten onu kurtaracak tek gücün Türkiye olabileceğinin ayırdındadır. Ve bütün dünya Müslümanları Erbakan'a / Türkiye'ye bakmaktadır. Erbakan, bu tahayyüle sahiptir ama Türkiye'nin bunu başarabilecek siyasi, iktisadi, askeri, toplumsal, kültürel, bilimsel ve teknolojik güce sahip olup olmadığıyla, kısacası dev- let kapasitesinin yetip yetmediğiyle ilgilenmemektedir.
Erbakan döneminde Türkiye'nin Ortadoğu ülkeleriyle, Arap ve İslam alemiyle ilişkilerinde büyük gelişme yaşanmamıştır. Türkiye'nin Ortadoğu'daki ağırlığı artmamıştır. Türkiye, Arap/ İslam alemiyle sorunlarını çözememiştir. Tersine, Ortadoğu'ya yönelik Türk dış politikası daha karmaşık bir dönem geçirmiştir. Bunda izlenen dış politikanın yanında, Erbakan ve RP'nin Ortadoğu'daki bazı İslama gruplarla (Cezayir'de İslami kurtuluş Cephesi, Filistin'de Hamas, Lübnan'da Hizbullah) yakından ilgilenmelerinin kimi Arap rejimlerinde yarattığı endişelerin de payı büyüktür.
Erbakan, başbakanlığı döneminde dış politikayı kendisi yürütmeye kalkmıştır. Bunda, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olan DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in, önceliğini bakanlık görevine değil, parti içi meseleleri çözmeye ve merkez sağın lideri olmaya vermesinin de etkisi büyüktür. Hükümetin ilk ayında bakanlıkta geçirdiği süre sadece 16 dakika olan, Ürdün ve Finlandiya hariç ikili temas gezisine çıkmayan, Ankara'daki yabancı misyon davetlerine katılmayan, cumhurbaşkanına yaptığı dış gezilerde eşlik etmeyen bir dışişleri bakanının varlığı Erbakan'ın elini güçlendirmiştir." Erbakan da bu durumu fırsat bilip, Dışişleri Bakanlığı bürokrasisini, ulusal güvenlik ve savunmadan sorumlu kurumları, istihbarat birimlerini dışlayan bir tavır takınmıştır. Türkiye'nin yılların deneyimine dayanan dış politika anlayışını ikinci plana itip, siyasi ve dini önceliklerle diplomasiyi yürütmeye kalkışmıştır. Ancak tüm bunlara karşın dış politikadaki hedeflerine ulaşamamıştır. Bunun nedeni de Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı'nın hükümetin dış politikadaki manevra sahasını daraltmaları kadar,Erbakan'ın kafasındaki dünyayla gerçek dünya arasındaki uçurumdur.
Reklam
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.