"Benim dördüncü en sevdiğim artistik buz patenci sensin." dedi James, ona göz kırparak.
Dördüncü mü?
Jojo bile aynı şeyi merak etmişti. "Birinci kim?"
"Jasmine."
"İkinci ve üçüncü?"
"Jasmine."
Hayatta kimsen oydun ve bu zamanı diğer insanları mutlu etmek için kendini eğip bükerek geçirebilirdin ya da... geçirmezdin.
Benim kendi zamanımla yapacak çok daha iyi şeylerim olduğu kesindi.
Lukov'dan Sevgiler,son zamanlarda okuduğum en içime işleyen kitaplardan biriydi.Jasmine karakterinin başarı için verdiği tüm o savaş beni çok etkiledi.Beni kendi başarısızlıklarım ve kaçtığım şeylerle yüzleştirdi.Pes etmeyişi ve gururuna yenilmeyişi beni çok etkiledi.Öte yandan Ivan Lukov...Sadece adını söylemek bile yeterli.Eğer bu kitabı okuma konusunda kararsızsanız,vakit kaybetmeyin ve direkt başlayın.
Jasmine çoğumuzun empati kurabileceği bir karakterdi.Ivan Lukov ise her şeydi bana kalırsa.Bu ikiliyi sevmemek çok zordu.Atışmaları ve iletişimlerini çok severek okudum.Ivan'ın Jasmine ile aralarının kötü olduğu anlarda bile gizlice Jasmine'i sevmesi,onun hakkındaki detayları bilmesi ve onun için çabalaması beni çok iyi hissettirdi.Onu sevdiğini söylediği ilk an o kadar güzeldi ki,kalbimi tekletti.Sevgisini Jasmine'den karşılık beklemeden belirtmesi,onu sarıp sarmalaması beni çok etkiledi.Birlikte sahip oldukları o kimyaya bayıldım.Sadece onların aşkını daha uzun okumayı isterdim.Lukov'dan Sevgiler okumaya değer bir kitaptı.Lukov'un Jasmine'e olan duyguları ve birbirlerine olan aşkları da öyle.🩷