Yükseklere çıkıyorduk, çok yükseklere.
Gözlerimi kapattım.
Nasıl olsa kimse görmez. Ya koparsa, ya tel koparsa?
Savruldum gittim, ta Haliç'e...
Ecel teri döküyordum. Oysa Nihat bağırıyordu:
"Oh ne güzel" diye. Hızlandırmaya
çalışıyordu kendini. Bana yetişecek, beni itecek.
Anlamış korktuğumu, daha da korkutacak...
Kirpiklerimi aralayıp bakıyorum.
Aşağıda insanlar küçük. Babam nerde?
Başım da dönüyor baktıkça. Nerden bindim bu nesneye!
Ayağım bir yere değse!