Ona göre, aşk birdenbire büyük gürültülerle, ışıklarla, şimşeklerle gelirdi herhalde yaşamın üstüne düşüp onu altüst eden, istemleri yapraklar gibi koparan, her yüreği uçuruma sürükleyen bir gök kasırgısıydı.
Gelecek mutluluklar, sıcak bölgelerin kıyıları gibi, önlerindeki sonsuzluk üzerine doğuştan gevşekliklerini düşürürler, hoş kokulu bir meltem getirirler, insan da bu mest oluş içinde uyuşur, görünmeyen ufka aldırmaz bile.
Bazı bazı bir kitapta, bir zamanlar kafanızdan geçmiş, belirsiz bir düşünceye, uzaktan gelen, en ince duygunuzun ortaya serilişi gibi olan, kararmış bir benzetmeye rastladığınız oldu mu hiç?