Hikaye var, sonra gerçek hikaye var, sonra hikayenin nasıl anlatıldığına dair bir hikaye var. Sonra hikayenin dışında bıraktıkların var. Bu da hikayenin bir parçası
Kanadalı eko-feminist bir yazar olan Atwood'un kadın haklarını ve ekolojik düzeni savunan romanlar yazdığını belki bu cümle ile olmasa da farklı ifadelerle daha önceki paylaşımlarımda belirtmiştim.1980’de meşhur romanı Damızlık Kızın Öyküsü’nü yazdı. Yirmi birinci yüzyıldan geçmişe bakan Atwood, hem Anglo Sakson geleneğin üzerinde yükseliyor
Antilop ve flurya karadamının hikayesi. Tufan zamanı bahçıvanların hikayesi. Delliaddem ise tufandan sonra olan olayların hikayesi. İlk 2 kitabı severek okumama rağmen delliaddemde çok sıkıldım. Üst üste okumamdan kaynaklı olabilir.
DelliaddemMargaret Atwood · Doğan Kitap · 201968 okunma
"...herhalde, geçmişle ilgili öykülerde mutlaka bir acı unsuru olur, hele geçmiş böyle hunharca, bu kadar onanmaz bir biçimde koparılmışken.
ama kuşkusuz bu insanlık tarihinde ilk kez olmuyordu. başka kaç kişi durmuştu aynı yerde? her şey bittikten sonra geride kalan ne varsa, silinip süpürülmüştü. ölü bedenler ağır ağır tüten duman gibi buharlaşır; özenle korudukları biricik evleri terk edilmiş karınca yuvaları misali ufalanıp giderdi. kemikleri kalsiyuma döner; gece yırtıcıları artık çekirge ve farelere dönüşmüş, sağa sola saçılmış etlerini didiklerdi."