Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zihin Felsefesine Güncel Bir Bakış

Madde ve Bilinç

Paul M. Churchland

Madde ve Bilinç Sözleri ve Alıntıları

Madde ve Bilinç sözleri ve alıntılarını, Madde ve Bilinç kitap alıntılarını, Madde ve Bilinç en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hıristiyanlık Avrupa'da ve Amerika'da yoğundur, İslam ise Afrika ve Ortadoğu'da, Hinduizm Hindistan'da ve Budizm Doğu ülkelerinde yaygındır. Bu da hepimizin bir ölçüde şüphelendiği gibi şunu gösterir: Genel olarak insanlar için dinsel inancın birincil belirleyicileri toplumsal güçlerdir. Bu yüzden bilimsel sorunları dinsel ortodoksiye başvurarak çözmeye çalışmak, deneysel kanıtın yerine toplumsal güçleri koymak demek olacaktır. Bütün bu sebeplerden dolayı, zihnin doğasıyla ilgilenen profesyonel bilimciler ve filozoflar genellikle dinsel başvuruları tartışmanın bütünüyle dışında tutmak için ellerinden geleni yaparlar.
Zihinsel durumlar beynin fiziksel durumlarıdır.
Sayfa 41 - İndirgemeci materyalizmKitabı okudu
Reklam
yavaş sor be bu ne böyle üst üste
Bilincim, fiziksel bedenimin çözülüp dağılmasından kendini kurtarabilecek mi? Yoksa beynim artık çalışamaz olunca sonsuza kadar yok mu olacak? Zihin nerden gelir? Anlamı nedir?
Nöropsikolojinin geleneksel olarak elinin altında olan verilerin büyük kısmı beyin hasarı, dejenerasyon ve dengesizlik gibi durumlardan sağlanmıştır. bu yüzden en iyi anlayabildiğimiz şey anormallik psikolojisinin sinirsel temelidir.
Sayfa 206 - NörobilimKitabı okudu
Düalizm, günümüzün felsefe ve bilim topluluğunda en fazla tutulan görüş olmamasına rağmen, genel olarak toplumda en yaygın olan zihin kuramıdır, dünyadaki rağbet gören dinlere derinlemesine kök salmıştır ve Batı tarihinin büyük kısmı boyunca hâkim zihin kuramı olmuştur.
Sayfa 27 - Ontolojik Sorun ( Zihin-Beden Sorunu )Kitabı okudu
Bu genel görüşe göre, zihin/beyin en başından beri son derece etkin bir kuramcıdır. Algısal dünya, yeni doğan bir bebek için büyük ölçüde anlaşılmaz bir karmaşadan ibarettir, ancak bebeğin zihni/beyni bu dünyayı kavramasını, açıklamasını ve tahmin etmesini sağlayacak bir kavramsal çerçeveyi derhal kurmaya girişir. Böylece, sonuçta bizim sağduyuya dayalı dünya kavrayışımıza yaklaşan bir şey üretecek olan bir kavramsal icatlar, uyarlamalar ve devrimler dizisi başlar. Her çocuğun ilk iki yılında geçirdiği kavramsal evrim, yaşamının daha sonraki dönemlerindeki evrime asla eş olamaz.
Sayfa 125
Reklam
Okumaya Değer
Buna karşın düalistin (töz düalistinin) maddi olmayan zih­ne mahsus eşsiz 'zihinsel' yetenekler ile beynin sadece aracılık yetenekleri arasında keskin bir ayrım yapma girişimi, düaliz­min (töz düalizminin) kesin bir çürütmesi olmaya aday bir argümanın ortaya çıkmasına sebep olur. Akıl yürütme, duygu ve bilincin içinde gerçekleştiği bağımsız bir varlık gerçekten varsa ve bu varlık beyne yalnızca duyusal deneyimleri almak ve istemli edimleri yaptırmak amacıyla tamamen bağımlıysa, o zaman aklın, duygunun ve bilincin, beynin manipülasyonuyla sağlanan doğrudan kontrole ve beynin zarar görmesinin yol açtığı patolojilere dayanıklı olması beklenirdi; ama gerçekte tam ter­si doğrudur. Alkol, uyuşturucular veya sinir dokusunun senil dejenerasyonu, akılcı düşünme yeteneğini zayıflatır, sakatlar, hatta yok eder. Psikiyatri, beyne ulaşmalarıyla birlikte etki gös­teren yüzlerce duygu kontrolü kimyasalından (lityum, klorp­romazin, amfetamin, kokain, vs.) haberdardır. Ayrıca bilincin anestetiklere, kafeine ve en basiti de kafaya alınan sert bir dar­beye karşı dayanaksızlığı, onun beyindeki sinir etkinliğine ne kadar bağımlı olduğunu gösterir. Akıl, duygu ve bilinç bizzat beynin etkinlikleriyse bütün bunlar anlamlıdır. Ancak bunlar tamamen başka bir şeyin etkinlikleriyse anlamlı bir durum ortaya çıkmaz.
Akıl yürütme, duygu ve bilincin içinde gerçekleştiği bağımsız bir varlık gerçekten varsa ve bu varlık beyne yalnızca duyusal deneyimleri almak ve istemli edimleri yaptırmak amacıyla tamamen bağımlıysa, o zaman aklın, duygunun ve bilincin, beynin manipülasyonuyla sağlanan doğrudan kontrole ve beynin zarar görmesinin yol açtığı patolojilere dayanıklı olması beklenirdi; ama gerçekte tam tersi doğrudur. Alkol, uyuşturucular veya sinir dokusunun senil dejenerasyonu, akılcı düşünme yeteneğini zayıflatır, sakatlar, hatta yok eder. Psikiyatri, beyne ulaşmalarıyla birlikte etki gösteren yüzlerce duygu kontrolü kimyasalından (lityum, klorpromazin, amfetamin, kokain, vs.) haberdardır. Ayrıca bilincin anestetiklere, kafeine ve en basiti de kafaya alınan sert bir darbeye karşı dayanaksızlığı, onun beyindeki sinir etkinliğine ne kadar bağımlı olduğunu gösterir. Akıl, duygu ve bilinç bizzat beynin etkinlikleriyse bütün bunlar anlamlıdır. Ancak bunlar tamamen başka bir şeyin etkinlikleriyse anlamlı bir durum ortaya çıkmaz.
Sayfa 45
İçgözlem, sinir ağındaki elektrokimyasal uyarımların yer aldığı bir alanı değil, düşüncelerin, duyumların ve duyguların yer aldığı bir alanı açığa çıkarır. İçgözlemde ortaya çıktıkları haliyle zihinsel durumlar ve nitelikler, nörofızyolojik durum ve niteliklerden kökten farklı görünürler. Bunların tamamen aynı şey Glmaları nasıl mümkün olabilir? Az önce de gördüğümüz gibi bunun yanıtı "kolay" olacaktır. Dış duyularımız kırmızıyı maviden, tatlıyı ekşiden ve sıcağı soğuktan ayırt ederken aslında fiziksel nesnelerin karmaşık elektromanyetik, stereokimyasal ve mikromekanik nitelikleri arasındaki ince farklılıkları görür. Ancak duyularımız bu karmaşık niteliklerin ayrıntılı doğasını kendi başlarına açığa çıkarmaya yetecek kadar etkili değillerdir. Bu durum kuramsal araştırmaların ve uygun olarak tasarlanmış araçlarla yapılacak deneysel incelemelerin yapılmasını gerektirir. Aynı şey muhtemelen 'iç' duyularımız için de geçerlidir: İçgözlem. İçgözlem, bir dizi sinirsel durumu birbirinden başarıyla ayırt edebilir, ancak ayırt ettiği durumların ayrıntılı doğasını kendi başına ortaya çıkarmaya gücü yoktur. Aslında, bunları açığa çıkarması biraz mucizevi olurdu. Bu durumda, birbirleriyle etkileşen ve milyon kere milyar hertzlik bir salınım frekansında titreşen elektrik alanlarını ve manyetik alanları ve bir metrenin milyonda birinden daha küçük olan bir dalgaboyunu çıplak gözle görebilirdik. Çünkü 'görünüşlere' rağmen ışık aslında budur. Dolayısıyla içgözlem argümanı tamamen etkisizdir.
Sayfa 56
Açıkçası beynin ilk önce ve en iyi bildiği şey kendisi değil, içinde varlığını sürdürmesi gereken çevresiydi.
Sayfa 120Kitabı okudu
148 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.