Savaşta annesini kaybeden bir çocuğun bu kayıbı en acı tasviri...
"Elini tutmakta olan kadının, molozların, çamurun içinde, böğrüne ateşten koca bir kuş yapışmış vaziyette bir vals yapmaya başladığını görünce, bir anda ağlamayı kesiyor. Yırtıcı kuş, ışıl ışıl kanatlarını açıyor ve kadını kanatlarıyla sarıyor, saçlarından topuklarına kadar. İnanılmaz bir hızla ve korkunç bir güzellikle gerçekleşen bu kaldırma olayı karşısında, küçük oğlancık, büyük bir zorlukla yutkunurken bildiği tüm kelimeleri ve isimleri de beraberinde yutuyor."
"Yanmış vücutların geniz yakan, kekremsi kokusunu, haşlanmış vücutların iç bulandıran yavanlığını, kanın ve iç organların pis kokularını alıyor... Her yöne koşan parçalanmış kuklalar arasında bir kadının, saçlarından ayaklarına kadar safran rengi kıvılcımlarla kaplanışını, tek başına, tiz çığlıklar atarak kendinden geçercesine bir vals yaptığını görüyor. Onun olduğu yere yığıldığını, birkaç saniye daha kıvrandığını görüyor ve... Ve sonra hiçbir şey..."
Ama Reich'ın rüzgarı, göğü tıkayan ve toprağın soluğunu kesen iğrenç mantosu, öyle çok insanın külünü önüne katmış sürüyordu ki, harap ülkenin üzerine çok büyük bir ağırlıkla çökmekteydi.
Masal zamanı geçti; istese de istemese de, Adam büyüdü ve gerçekle yüz yüze gelme korkusuyla çocukluğun o yumuşak ve rahat cehaletine sığınmaya devam edemez.