Paris'te geçen gerçek yaşanmış hikaye ile karşınızdayım.Fransız Edebiyatının 1800 yılların sonlarında mahkeme de jüri üyesi olarak görev yaptığı sıralarda karşılaştığı iki olay yazarı derinden etkilemiş ve bunlardan yola çıkarak,adalet,ceza, mahkeme,hukuk gibi kavramları sorgulama ihtiyacı duymuş iyi de yapmış...
Karanlık kalan noktalara birlikte ışık tutmak ve başka gözden bakmak ve görmenizi sağlamak istedim...
Buyrun;
İnsanın tüylerini ürperten nasıl olabilir dedirten sonucunu sorgulamak düşünmek gerçekten insanın kanını donduran cinstendi.
Yirmi yıl anne ve abi tarafından tavan arasına karanlığa pis bir ortamda yaşamaya mahkum edilen bir genç kıza yapılanlar suç değil midir?
Kim kimin özgürlüğünü elinden alabilir?
Psikolojik baskı ile tüm ev halkına köle gibi davranan bir kadın ne kadar sağlıklıdır?
Peki bu kadını bu hale getiren problemler nelerdir???
Bitmeyen Sorular yumağı...
Ve son olarak,kinimizi, nefretimizi içimizde biriktirmeyelim sonucu dönülmeyecek büyük hasarlara sebep verebiliyor.Bir anlık cinnet geçirip toplam yedi kişiyi öldüren hizmetli gibi...
Her zaman derim en zor hastalık psikolojik rahatsızlıktır.Bir organın ağrır tedavisine bakılır fakat psikiyatri hastalıkları bilinmeyen bulmaca gibi karışıktır.İnsan psikolojisini anlamak gerçekten çok güç.
Akıl sağlığı olan insanlara rast gelelim.
Sevgiler.
