.
13 Eylül 1921 Sakarya Zaferi bir "Sath‐ı müdafaa" savaşıdır. Bir kahramanlık destanıdır. Sonuçları bakımından da çok büyüktür. Bu zafer yalnız Türkiye'de değil bütün Türk dünyasında sevinçle kutlanmıştır.
.
Bayrakla alay edemezsin. Kur'ânı mizah konusu yapamazsın. Aile namusunu hiçe sayamazsın. Bunlar millî mukaddesâtındır. Milli mukaddesâtı olmayan millet, hayvan sürüsüdür.
.
Karşılıklı suçlamalar... Biri ak derse öteki mutlaka kara diyor. Biri "kalkınıyoruz" diyor, beriki "batıyoruz" diye bağırıyor. Kendisini herkesten akıllı ve ileri gören manyaklar, yabancıların soytarılığını yaptığı halde milliyetçilikten dem vuran utanmazlar, Türk topraklarından taviz vermeyi öğütleyen hayâsız yazarlar meydanı bir sirke çevirmişler. Sirkte hayvanlarla palyaçolar maskaralık ediyor ve toplumsal alıklığın içinde yüzen bir kalabalık onlara alkış veya kargış tutuyor.
.
Türkçüler günü olan 3 Mayıs (1944) büsbütün ayrı bir düşüncenin sonucudur. İç düşman olan, kılık değiştirerek milletin içine kadar girmiş bulunan ve o zaman ki hükümetin gafletinden faydalanarak gelişen komünizme karşı Türkçü gençlerin bir uyarma yürüyüşüdür.
Enver Paşa'nın Türkistan'da şehit oluşu, memleketi batıran şuursuz bir Turancılık macerası diye gösterilir de, Nurhat Dağlarında Türk Devletini yıkmak isteyen beş on zavallı, "Sınıfsal Bilinç!"in kahramanları diye alkışlanır...
Milattan önceki yüzyıllarda Kunlar, çocuklarını, topluma faydalı olabilecek bir terbiye ile yetiştirirlerdi. Topluma faydası dokunamayacak kadar yaşlanmış olanlar ise intihar ederlerdi