“İnsan bir kez geliyor şu acılar tatlılarla dolu, ama acısı tatlısını bastırsa bile, yine de vazgeçemediğimiz dünyaysa. Nedir şu kısacık ömrümüzde istediğimiz? Mutlu olmak: Yani sağımızda, solumuzda, çevremizde, yöremizde; yan yana, dirsek dirseğe yaşadığımız konumuz - komşumuz, yakınımız; düşünüşü, inanışı, huyu suyu meşrebiyle yakınımız uzağımız insanlarla birlikte horlanıp küçülmeden ; aşağılanıp sömürülmeden, hakkımız, hukukumuz çiğnenmeden, çiğnetilmeden insan gibi yaşamak ve yaşatmak.”
Vedat Günyol
Taş duvar, demir karyola ve yerlerde sayısız izmaritler.
Helanın pis kokusu, rutubetli, sıkıntılı, nikotinli,
İnsanı serseme çeviren kurşun gibi ağır bir hava,
Duvarlar sanki soğuk dalgaları imal ediyor.
İstediğiniz kadar üzerinize kalın şeyler giyinin,
Oligarşinin hücresinde soğuğu yenmek imkansız.
Ranzanın karşısında kafesli demir kapı,