XVI. Yüzyıl sonu ve XVII. yüzyıl başı Osmanlı siysetname geleneği bir "çöküş" senaryosundan mı ibarettir?
Son zamanlarda sıkça sorgulanan, Osmanlı Devleti'nin "çöküş" tezi, gerçekten bütünüyle XVI. yüzyıl sonundan itibaren kaleme alınan siyasetnamelere mi dayanmaktadır?
Bu eseri değerlendirirken, bizim yanılgıya düştüğümüz noktalar yok mudur? Mutedil, fakat açıkçası azıcık "gelenekçi"liğe dönük yenidenm bir bakış, bizi nereye götürür acaba?