Savaş, acı ve bağlar.
Kitabın ana kurgusu II. Dünya Savaşı başlangıcı ve onunla yoğurulan aile ve bağlar.
Manhattan Plajı’nda başlıyor kitap. Ufak bir kız çocuğu olan Anna ve babası. Cesur, meraklı ve denize tutkun bir kız.
Kitabın şekillenen kurgusunda Anna, kadın-erkek ayrımcılığını, çocukluğu, ablalığı, kadınlığı, anneliği temsil ediyor bize. Üstüne düştüğü, istediği emelleri uğruna savaşan bir kadın aslında. Donanmada görev alacak ilk kadın oluyor Anna. Çok da başarılı. Yazar kitabı yazarken, ilk kadın ABD ordusu deniz dalgıcı ile tanışıyor. Birincil ağız olarak ondan zorlukları anlıyor ve Kıdemli Başçavuş Andrea Motly’i Anna karakteri ile nefeslendiriyor kurgusunda.
Savaş, acılar derken Anna’nın babası Eddie’den ise zor donanma, ticari gemi görevini öğreniyoruz.
Hem savaş acısı, hem bireysel yalnızlıklar, acılar ile yoğruluyor kitap. Geriye dönüşler, bağlar, kurgu derken kısa bir sürede okudum. Anna’nın bölümlerini okurken çok keyif aldım, kızdım da. Karakterler için üzüldüğüm, bir taraftan da içimi burkan tarafı oldu.
Sonları etkileyiciydi, buruk kaldım. Bir kısmını sanırım kendi içimde doldurmam gerekiyor, yazar muallakta bıraktı bir konuyu…
Yazar, kendi deyimiyle savaşın ve yakın zamanın kırıntılarını ruhunda taşıdığı için bu yıkımı farklı bir kurgu ile yaşatmak istemiş. Kadın bir dalgıcın gözünden, bazen başka bir anlatıcıdan II. Dünya Savaşı ve aile bağları.
Yazarın özel bireylerden bir karakter yaratıp, onu deniz tutkusu ile birleştirmesi de çok güzeldi.
En son böyle bir buruk hissi https://1000kitap.com/kitap/kitap--281153 de yaşamıştım. Geriden geriye, sizi boğan ama duygulandıran.
Güzeldi.
