"Göklerde olanlar da yerde olanlar da Allah'ındır. İşler (hesabı görülmek üzere) Allah’a döndürülür." (Âl-i İmrân, 3/109) "Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde akıl sahipleri için şüphesiz deliller vardır. Onlar ayakta iken, otururken, yanları üzere yatarken hep Allah'ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler: 'Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen münezzehsin (her türlü noksanlıktan uzaksın)' derler." (Âl-i İmrân, 3/190-191) “Göklerde olanlar da, yerde olanlar da Allah’ındır. Allah her şeyi kuşatır." (Nisâ, 4/126) “Göklerin, yerin ve ikisinin arasındakilerin hükümranlığı Allah’ındır. Dönüş O'nadır." (Mâide, 5/18) "Göklerin, yerin ve onlarda bulunanların hükümranlığı Allah’ındır. Allah her şeye kadîrdir." (Mâide, 5/120) “"O, göklerin ve yerin Allah’ı. İçinizi dışınızı bilir, kazandıklarınızı da bilir." (En'âm, 6/3) "Gecede ve gündüzde bulunan O'nundur. O, (her şeyi) işiten ve (hakkıyla) bilendir." (En'âm, 6/13) "Gaybın anahtarı O'nun katındadır, onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanları bilir. Düşen yaprağı, yerin karanlıklarında olan taneyi, yaşı, kuruyu -ki (bunların hepsi) apaçık Kitap'tadır - ancak O bilir." (En'âm, 6/59) “Yakînen bilenlerden olması için İbrahim'e göklerin ve yerin hükümranlığını şöylece gösteriyorduk." (En'âm, 6/75) “Doğrusu ben yüzümü, gökleri ve yeri yaratana, doğruya yönelerek çevirdim. Ben puta tapanlardan değilim." (En'âm, 6/79)
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazreteri, Mârifetnâme
Erkam Yayınları, İstanbul/2020, 1. Cilt, syf: 111