Marksist felsefenin temelini Hegelci diyalektik oluşturur. Bu diyalektikte tez, antitez ve sentez oluşur. Tarihsel tez onun antitezini oluşturur ve karşısında bir sentez türeyerek değişken sistem süregider.
Marksist felsefede insan biyolojik bir varlıktan ve süreçten çok tarihsel bir varlıktır. Marksizm insanı daha çok tarihsel yönüyle ve sınıf çatışmasıyla ele alır. Marksist estetik, sanatın süjesi olarak objenin arz-ı endam etme sürecinde bunun burjuva tasallutu altında hegemonyasını eleştirir. Marksizme göre insan bireysel bir canlıdan çok toplumsal yönüyle daha fazla dikkat çeker, insan toplumsaldır, topluma aittir. İnsan her haliyle bir iş ve çalışma unsurudur. Marksist estetik sanatın burjuva kültürüne ait olmasına karşın toplumsal gerçekliği esas alan bir sanat anlayışını önermektedir. Sanatı toplumsal gerçeklik paydasında doğanın ruhunun uygun bir biçimde soyutlanmasını öne sürmektedir.