Enzo Traverso, kitabının "ikinci baskıya önsöz"ünde şunları söylüyor: "Bu kitap, genç Lukács'ın formülünü tekrarlayacak olursak, Marksizmin Marksist bir eleştirisi olarak tasarlandı. Araştırmam ilerledikçe, bu tartışmanın irdelenmesinin Yahudi tarihinin önemli bir sayfasını aydınlattığını farkettim. Nihayette üzerinde karar kıldığım metodolojik yaklaşım, fikir çatışmalarını, aktörlerinin bireysel ve kolektif olarak tuttukları yollara ve onların sosyal, politik ve kültürel bağlamlarına bağlamaktan oluşan entelektüel tarih yaklaşımıdır. Bu, bir yandan Marksizmi modern Yahudi kültürünün tam tekmil bir cereyanı olarak ele almak ve diğer yandan Yahudi varlığının bizatihi Marksizmin bağrındaki değerini ölçmek anlamına gelir. Marksistler 'Yahudi meselesi'nin bilmecesini çözmeye yetersiz kaldıklarını göstermiş -burada kitabın vardığı neticeyi aktarıyorum- olsalar da, bu hiç de onların Yahudi dünyasının dışında kalmalarından dolayı değildir. Sınırları düşünce geleneği kadar onun Kurtuluş sonrası Avrupa Yahudiliğiyle karşılaşmasından doğan gerilimlere de bağlıydı. Marksist evrenselcilik 'jüdische Gasse' ve özellikle de onun entelektüel çevreleri üzerinde son derece güçlü bir çekicilik yarattı, ama bir o kadar önemli olan, Yahudi özgüllüğünün tanınması ihtiyacıyla diyalektik bir sentez oluşturmayı başaramadı. Varılan bu sonuç bugünkü tartışmalar ışığında, Aydınlanma'nın Marksizme aktardığı evrensel insan fikrine karşıt değil, derinlemesine bağlı bir çokkültürlülük savunusu olarak yorumlanabilir. Bu fikir, bugün bazı problemleri belki biraz daha farklı formüle etsem bile, bana hâlâ geçerli görünüyor."
(Tanıtım Bülteninden)
