Tarihte her dönemin kendine özgü yasaları vardır. Toplumsal olayların incelenmesi göstermektedir ki, toplumsal organizmalar arasında, bitkisel ve hayvansal organizmalar arasındaki kadar derin ayrılıklar bulunmakta ve bir olay, içinde yer aldığı bütüne göre, ayrı yasalara bağlı kalmaktadır.
İnsanın doğayla olan bağı, diyalektik bir bağdır; insan doğayla gitgide çetinleşen bir mücadele içinde, durmadan tazelenen bir çatışmada, gitgide derinleşen bir birlik halindedir.
"Ahlaki yücelik" deyimi aldatıcıdır; çünkü ahlak belirli bir andaki ortalama toplumsal pratiği (bireyin içinde vicdan biçiminde; dışında ise ceza ve vaaz biçiminde) derleyip yasalaştırmaktan başka bir şey yapmaz.
Toplumsal yapıya, artık doğayla olan ilişkisi içinde değil de, mülkiyetin, toplumsal görevlerin ve sınıfların örgütlenişi olarak ele alınan toplumsal yapıya, Marx "üretim tarzı" adını veriyor.