Marksizmin Marksist Eleştirisi

Demir Küçükaydın

Marksizmin Marksist Eleştirisi Hakkında

Marksizmin Marksist Eleştirisi konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
2
Okunma
1
Beğeni
539
Görüntülenme

Hakkında

Ama bütün bu Ulus, Kültür, Din kavramlarında yapılan ilerlemeler ve bunların da birbiriyle, klasik Marksizmle ve daha sonraki katkılarla uyumlu olması sonucu, aslında meyve dalında çoktan olmuş, düşmek için küçük bir zekâ esintisi bekler durumdaydı. Öte yandan, bu kavramlar aynı zamanda somut politik mücadelenin en can alıcı sorunlarıyla da doğrudan bağlantılıydı. Yani pratik ve sosyal ihtiyaçlar da ortadaydı ve sürekli baskısını hissettiriyordu. Bu birikim, olgunlaşmışlık ve koşulların yarattığı baskı çözümü adeta zorluyordu. Ne var ki yine de çözüm çok karmaşık bir yoldan geldi. Orhan Pamuk’un "Benim Adım Kırmızı" adlı romanında, minyatür sanatında perspektif bulunmamasını, tanrının bakışıyla, Rönesans sonrası batı resmindeki perspektifi insanın bakışıyla açıklaması, en din dışı görünen resmin ve en din dışı görünen konuların bile dinin içinde olduğu ve anlaşılabileceğine ilişkin bir fikri, bir anlayışı, bir sezişi kafama yerleştirmişti. Bu bağlantı roman ile bireyin ortaya çıkışı arasındaki ilişki ile de uyum içinde olduğundan, dinle en ilgisiz gibi görünen bir edebi formun, romanın bile din çerçevesinde anlaşılabileceği gibi bir sonuca yol açabiliyordu. Sanırım bu gibi sorunların ve düşüncelerin katalizatörlüğü ile de, "Din nedir?" diye sorup dinin sosyolojik bir tanımını aradığımda, dinin tümüyle üstyapı olduğu çıkarsaması ortaya çıkabildi. Dinin tümüyle üstyapı olduğu; üstyapının analizi veya eleştirisinin dinin analizi veya eleştirisi olacağı önermesinin muazzam altüst edici sonuçları bulunmaktadır ve şimdiye kadarki bütün tarih, toplum, devrim, mücadele, politika anlayışlarını, hasılı bildiğimiz her şeyi yeniden gözden geçirmeyi, yeniden kurmayı gerektirmektedir. İşte bu kitaptaki yazılar bu yeni yaklaşımın ilk ortaya çıkışının bir protokolü olduğu kadar bu önceden hiç akla gelmeyen sonuçların kimilerinin ilk kez ortaya koyuluşuna bir başlangıçtır.
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 26 dk.Sayfa Sayısı: 368Basım Tarihi: 2006Yayınevi: Versus
ISBN: 9944989312Ülke: TürkiyeDil: Türkçe
Reklam

Yazar Hakkında

Demir Küçükaydın
Demir KüçükaydınYazar · 10 kitap
Ana ve baba tarafından Balkan Savaşında göçmüş Makedonyalı bir ailedendir. Babası, Garp Linyitleri İşletmesi’nde işçi, annesi ev kadınıdır. İki yaşındayken ailesiyle Soma ilçesine taşındı. İlk ve ortaokulu Soma’da okudu. Yaz tatillerinde her türlü işte çalıştı. İlkokulu bitirdiğinde babasının önerisi ve teşvikiyle Çetin Altan’ın yazıları ile tanıştı. Babası daha sonra Soma’da Türkiye İşçi Partisi’nin kurucularından olacaktır. Yatılı olarak Balıkesir Lisesinde okudu. Yaz tatillerinde Garp Linyitleri İşletmesi’nde çeşitli işlerde çalışarak soğuk demirciliği öğrendi. Lise son sınıfta okul disiplinine aykırı davranışları nedeniyle tasdikname alarak İzmir’de Karşıyaka Erkek Lisesi’ne geçti. Bu yıllarda, Garp Linyitleri İşletmesi ve Şark Sanayi Mensucat Fabrikası’nda işçilik yaptı. İzmir Karşıyaka’da bir süre boş gezdikten sonra Türkiye İşçi Partisi Karşıyaka İlçesi’ndeki parti çalışmalarına katıldı. Liseyi bitirdiğinde İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Sosyoloji (gece) bölümüne kaydoldu. Gündüzleri bir muhasebecinin yanında çalıştı, geceleri üniversite öğrenimini sürdürdü. 68’deki üniversite İşgallerine katıldı. Fikir Kulüpleri Federasyonu’nda(FKF)beklentilerinin karşılığını bulamadı. Bir çevre ve örgüt arayışları içinde Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıyla tanışarak onlara katıldı. Bu çevre daha sonra Devrimci Öğrenci Birliği’ni oluşturacak, bu örgüt İstanbul’daki eylemlerin motoru olacaktır. Sonraki yılları özetle şöyledir: 12 Mart öncesi siyasi eylemler döneminde ayrıca Samsun-Ankara Yürüyüşüne katılır. Bu dönemde, sadece boş zamanlarını değil, tüm zamanları ve ömrünü sosyalizm uğruna mücadeleye ayırma ve diploma almama kararı verir. Devrimci Öğrenci Birliği’nde boylu boyunca devrimci mücadeleye girer; mitingler, yürüyüşler, işgaller, grevler, köylü hareketlerine katılır. Ambarlı Termik Santralı, Nuh Çimento Fabrikası, İzmit Rafinerisi, Taksim Opera İnşaatı ve daha bir yığın irili ufaklı işçi örgütlenme ve direnişlerinde Yapı İşçileri Sendikası (YİS) başkanı İsmet Demir’e yardımcılık eder. Sonbaharda, Deniz Gezmiş, Cihan Alptekin, Taylan Özgür’lerle Türkiye’de yeni eylemlerin hazırlıklarına katılır. Taylan Özgür’ün öldürülüşü ve Deniz Gezmiş’in tutuklanışı ile hazırlıklar sekteye uğrar. FKF’nin (Fikir Kulüpleri Federasyonu) Dev-Genç (Türkiye Devrimci Gençlik Federasyonu) olduğu kongrede Cihan Alptekin ile birlikte İstanbul Bölge Yürütme Kurulu’na ve Genel Yönetim Kurulu’na seçilir. Ancak bir süre sonra, gerilla savaşı sanatını öğrenmek üzere Filistin’e gider. Demokratik Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nde klasik askeri eğitim alır. İsrail’e karşı bir “Ameliye”ye (Operasyon, Saldırı) katılır. Dört buçuk ay sonra Türkiye’ye dönme kararı alır. Dönerken arkadaşlarıyla Kargamış’ta hudutta yakalanır. İşkence görür ve tutuklanırlar. Nizip ve Antep Cezaevlerinde iki buçuk ay hapis yatar. Tahliye olur. İzmir’e gidip Aliağa’daki çalışmalara, grevlere, direnişlere katılır, örgütlenmelerinde çalışır. Necmettin Giritlioğlu öldürüldüğünde yanındadır. 12 Mart döneminde Hikmet Kıvılcımlı’nın çıkarmaya başladığı Sosyalist gazetesinin örgütlenmesinde çalışır. Bu gazetede ilk yazılarını yayınlar. 12 Mart döneminde, fabrikalarda soğuk demirci olarak işçilik ve örgütlenme çalışmaları yapar. Dev Genç İstanbul davasından tutuklanır. Davutpaşa Kışlası’nda beş ay hapis yatar ve tahliye olur. Çıkınca tekrar işçilik ve örgütlenme çalışmalarına devam eder. Belirli bir toparlanma sağladıktan sonra, Türkiye Komünist Partisi’ni Kıvılcımlı’nın yazdığı Vatan Partisi Programı temelinde tekrar organize eden kongrenin hazırlayıcılarından biridir. 12 Mart dönemi biterken, bu partinin yarı resmi ve legal organı olarak Kıvılcım gazetesini çıkarmaya başlar. Gazeteye yardım eden arkadaşlarıyla birlikte tutuklanır. İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde gazetedeki yazılardan, önce 36 yıla, sonra da 17 yıla mahkûm edilir. Toptaşı (1,5 yıl), Niğde (7 yıl) cezaevlerinde yatar. Toplu olarak elli metrelik bir tünel kazma girişimine katılır. Tünelin bulunması üzerine üstlenenlerden biri olur. Tekrar hücre ve hapis cezası alır. Ayrıca 12 Eylül’deki idamları toplu protestoya katıldığı için tekrar hücrede kalır. Devlet başkanına hakaretten dava açılır. Malatya E Tipi Özel Cezaevi’ne nakledilir. 15 ay müşahede hücresinde kalır. Tahliye olunca mevcutlu olarak Sarıkamış’a Askerliğe götürülür. Asker’den “tebdil-i hava” alarak İstanbul’a gelir ve Dördüncü Enternasyonal’in yardımıyla yurt dışına kaçar. Fransa’da iltica başvurusunda bulunur ve mülteci olur. Fransızca kursularına gider. Dördüncü Enternasyonal’in Fransa Seksiyonu, Devrimci Komünistler Ligası’nda (LCR) çalışır. Almanya’da daha büyük Türkiyeli bir işçi kitlesi olduğundan Almanya’da yaşamaya karar verir. Dördüncü Enternasyonal’in Almanya Seksiyonu, Enternasyonalist Marksistler Grubu’nda(GİM) çalışmalara katılır ve Almanca kurslarına devam eder. Göçmen Türkiyelilere yönelik olarak Ne Yapmalı dergisini çıkarmaya başlar. Üç sayıdan ötesi gelmez. Ergun Aydınoğlu’nun çıkardığı Devrimci Marksist Tartışma Defterleri’nin redaksiyonunda ve çalışmalarında yer alır; orada yazıları yayınlanır. İsveç’te çıkan Kürdistan Press’e yazılar yazar. Taksi şoförü olarak çalışmaya başladığı Almanya’da yabancılar hareketinde yoğunlaşır. Aynı zamanda Türkiye’de çıkan Özgür Gündem’e (1992) haftalık yazılar yazar. Avrupa’da hazırlanıp Türkiye’de hukuki nedenlerle “kitap dizisi” olarak basılan Sosyalizmin Sorunları teorik dergisinin çıkışında, örgütlenmesinde, teknik işlerinde çalışır ve yazılarını yayınlar. Bu arada ırk ve ulus, ırkçılık ve ulusçuluk sorunları üzerinde de yoğunlaşır. Radikalleşmiş göçmen gençlerin çıkardığı Köxüz dergisinde bazı yazıları yayınlanır. Kürt hareketinin içinde bulunduğu dönüşümü çözümleyen yazılar yazar. Bir süre sonra Avrupa’da çıkan Özgür Politika’da haftalık yazıları yayımlanmaya başlar (2003 yılına kadar). 2000’de Yeni Gündem ve Ülkede Özgür Gündem gibi Türkiye’de çıkan benzeri yayınlarda da haftalık yazıları yayınlanır. Demir’den Kapılar diye kendi sayfasını ve Yazılar ve Yankıları adlı forumu internette açar ve orada yazılarını ve gelen yankı ve eleştirileri yayınlamaya başlar. Türkiye’de radikal demokrat pozisyonları ve politikayı savunacak bir platform oluşturmaya çalışır ve Köxüz Sitesi yayına başlar. Köxüz’ü Türkiye’de dergi olarak çıkarma girişimi sorumlu bulunamadığı için, bir sayıdan fazla devam edemez. Aynı dönemde, İsmail Beşikçi’nin eleştirisi olan Tersinden Kemalizm isimli kitabı yazar ve yayınlar. Taksi şoförlüğünden malulen emekli olur. Köxüz sitesi teknik sorunlar nedeniyle bitkisel hayata girer. Kurtarmak için son bir girişimle Jiyan isimli bir siteyle birleştirme çabası başarısız olur ve Köxüz’ün yayını fiilen biter. Yazılarını Demirden Kapılar isimli “Blog”unda yayınlamaya devam eder. Otuz iki yıl önceki askerlik firarı nedeniyle gözaltına alınır. Hastalıkları nedeniyle çürüğe çıkar. Birkaç arkadaşıyla birlikte 2012 yılında ikinci bir “Kıvılcımlı Sempozyumu”nun örgütlenmesinde yer alır ve sempozyumda bir bildiri sunar. Gezi olayları esnasında neredeyse her gün yazılar yazar ve olayları içinden ve yakından izler. Halen çeşitli bloklarda yazılar yayımlamayı sürdürmektedir.