“Okuyucular bir hikâyenin ‘gerçek’ olduğuna inanmak ister.’Bu otobiyografi mi ?’ diye sorulur.Kısmen öyle ama kısmen değil, diye cevap verir yazar, çünkü bu sorunun konuyla ilgisi yok.Yazarın yapmaya çalıştığı şey hikâyeyi kişisellikten çıkarıp genelleştirmek.Eğer bir otobiyografi yazmak isteseydim, o zaman roman değil oyobiyografi yazardım.” der Martha Quest üzerine Doris Lessing Anılar ( Kırmızı Kedi, 180) kitabında.
Martha Quest, Doris Lessing’in hayatından izler taşıyan, beş kitaplık Şiddet’in Çocuklar serisinin ilk kitabı.
Martha Quest, Afrika’ya yerleşen sömürgeci bir ailenin zeki, duyarlı, dünyayı keşfetme isteğiyle dolu kızıdır.Kitap ilerledikçe, Martha Quest’in ırk ayrımına karşı düşüncelerinin şekillendiğini görüyoruz.
Yine Anılar’ında diyor ki Doris Lessing:”Ben Martha Quest’i yazdığım zaman, yaklaşık on yıldır bana, ‘Nasıl oluyor da çalılıkların arasında o kadar izole yaşayan bir kız hayat ve ırk ilişkileri hakkında bu kadar akıllı fikirlere sahip olabilir?’ diye soruyorlardı.Yıllardır yazılan veya söylenen en iyi sözlerle yoğurulduğum şeklindeki açıklamam yeterli bulunmuyordu.Bu nedenle, Banket’te dükkân sahibi ama entelektüel ve politik görüşleri olan Cohen ailesini ekledim.Banket’te ve muhtemelen kırsal kesimin hiçbir yerinde Yahudi dükkân sahibi yoktu.Cohen ailesi daha sonraki deneyimlerden geliyordu, çünkü gerçekten de Yahudi entelektüel akıl hocalarım oldu.” Martha Quest’i ilk kitabın sonunda uyanış ile kabulleniş arasında bir yerlerde bıraktım.Serinin bir tek son kitabı kaldı yayımlanacak.Zevkle okuyorum Martha Quest’in yaşamını.