Az önce kitabı bitirdim ve bitirir bitirmez kendimi burada buldum. Ne anlatacağımı gerçekten bilmiyorum, halbuki kitabı okuduğum sırada bütün notlarımı almıştım ama şu an hiçbirini yazmak içimden gelmiyor.
Sadece şunu söyleyebilirim ki; bu kitap, yaralarımızı deşecek derecede ve gerçekleri yüzümüze bir tokat gibi çarpacak derecede realist. Değindiği farklı görüşler, sınıf farklılıkları ve insanların buna göre şekillenmesi, herkesin dilden dile dolaştırdığı ama daha tanımını bile doğru düzgün yapamadığı aşk, ünlü filozoflar ve yazarlar hakkında geçen muhabbetler, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmaması ve ideallerimiz uğruna ne kadar şeyi feda edebileceğimizi, açlığı, yoksulluğu mükemmel bir dille anlatmış London.
Bununla kalmamakla beraber bir çoğumuzun bildiği, ağır yaşam koşulları altında yaşamış yazarımız - Jack London'ın - kendini yer yer Martin Eden karakteri altında anlatmış ve kısmen otobiyografik diyebileceğimiz enfes bir kitap ortaya çıkmış.
Kısaca, okuyun.