Daha önce Demir Ökçe ve Vahşetin Çağrısı isimli kitaplarını okuduğum Jack Landon'un en tanınmış eserlerinden biri olan ve hatta kendi hayatından kesitlere de yer verdiği biraz otobiyografik özellikler taşıyan Martin Eden romanının paylaşımı ile sizlerleyim.
.
Martin Eden 20 yaşında denizci bir gençtir. Bir kavgada burjuva sınıfından bir genci kurtarır. O genç Martin Eden'i ailesiyle tanıştırır. Ailenin kendisinden üç yaş büyük kızından çok etkilenir ve ona aşık olur. Ona ulaşabilmek için büyük mücadeleler verir. Edebiyat fakültesi son sınıfında okuyan genç kıza karşın kendisi temel eğitimini bile tamamlanmıştır. Önce okumaya, sonra yazmaya başlar. Felsefe ile ilgilenir. Sosyalizmin düşmanı olur. Yazdığı eserler ile para kazanmak, geçinmek ister, ancak uzun süre yazdıkları yayınevleri, dergi ve gazetelerden ya geri döner ya da çok cüzi ücret alır. Bu arada genç kadın da ona aşkını kabul eder ve nişanlanırlar. Sınıf farkı, Martin Eden'in başka bir işte çalışmayıp yazmaya devam etmesi, burjuva sınıfındakiler ile tartışmaları nişanlıları ayırır. Martin'in talihi açılır, yazdıkları basılmaya ve çok kazanmaya başlar. Bedensel olarak çok sağlıklı olmasına karşın ruhsal olarak bir buhrana kapılır. .
Martin Eden sınıflar arası farkları, işçi sınıfının verdiği yaşam mücadelesini, aşkı, açlığı, yoksulluğu, iyi niyeti ve karşılıksız yardımı mükemmel bir şekilde anlatan güzel bir klâsik roman. Aslında geçen yıl okumaya başlamıştım ama kalmıştı. Yeniden başladım ve iyiki okudum dediğim kitaplar arasında yerini aldı. Tavsiyemdir, okuyun, okutun.