Mən sizin evinizin havası ilə nəfəs almaq istərdim. İstərdim,ətrafımda kitablar,tablolar və hər cür qəşəng şeylər olsun,adamlar da sakit və yavaşdan danışsınlar,təmiz geyinsinlər,onların fikirləri də saf,aydın olsun.
Lise 2 zamanlarımdı, ilk defa platonik olarak birine aşık olmuştum. Ama asla kıza gidip konuşamadığım zamanlar işte bilirsiniz o duyguyu, bir de Dream TV'de Yakup- Platonik şarkısı çalar tüm bunların üzerine tuzu biberi olurdu. Bir arkadaşım önermişti. O sıralar kitap okuğumuz falan da yok, top peşinde koşmaktan... Kitabı sahaftan almıştım 2.el olarak Bordo- Siyah yayınlarının basımıydı. Kitaba başladım Martin'in durumu, olaylara bakışı, ele alışı derken her gece, gece lambasının o pembesi loş ışığında sayfalar akıp gidiyordu. Martin'in çabasına hayranlıkla geçen sayfalar ve kendi büyük çaresizliğim. Ve bu kitap sayesinde okumaya başladım diyebilirim. Bazı şarkılar ve şiir kısımları bu yayınevinde daha iyi çevrilmiştir. Diğer yayınevlerinde denk geldim o kadar etkileyici değildi. Akıcı ve heyecanla bir sonraki sayfalara göz atmak isterken hızımı almadığım bir kitap olmuştu. Ve Martin o ara en iyi arkadaşımdı. Onun kadar beceremesekte bazı şeylerin olmayacağını ya da değmeyeceğini öğrenmiştik. Ruth ve Ruth gibi olanlara sevgilerimizi ileterek...
Martin EdenJack London · Bordo Siyah Yayınları · 091.6k okunma
Uyku onun için bir unutuluştu ve her gün uyandığında, pişmanlık içinde
uyanıyordu. Yaşam onu kaygılandırıyor, canını sıkıyordu ve zaman adeta bir eziyetti.
“ Yaşam güzel değildi.Ağzında bıraktığı tat keskin değildi ve acıydı.Onun için tehlike buydu. Yaşama sevgi beslemeyen yaşam, yok olma yoluna girmiş demektir.İçinde uzak bir korunma içgüdüsü kıpırdandı ve buradan uzaklaşmak zorunda olduğunu biliyordu..”