Bu acı ölüm değildi, düşünceydi, sersemleyen bilincinde dalgalanan düşünceydi. Ölüm acıtmazdı. O yaşamdı, yaşamın acıları, bu korkunç boğan duygu; bu yaşamın ona uygulayabileceği son darbeydi.
Dünyadaki en iyi şeyin aşk olduğunu düşünüyordu. Onun içindeki devrimin itici gücü aşk olmuştu; onu kaba bir denizciden bir öğrenciye ve bir sanatçıya dönüştürmüştü.