Şahsım için kin beslemek, şahsımın intikamını almak -beni tanıyanlar bilir ki- hayatta en çok nefret ettiğim bir şeydir. Milleti min haklarına, varlığına tecavüze gelince: Bunu asla affedemem. Her Türk gibi...
"Mahmut Esat Bey, senin farmasonluğa hücumlarının hiç ehemmiyeti yoktur. İstediğin kadar onu eleştir, istediğin kadar söyle, sen de kim oluyorsun?" diyorlar.
Kim olduğumu söyleyeyim: Ben, İzmirli Mahmut Esat'ım! Türkiye'de herhangi bir Türk oğluyum. Kordon'da hayatı alnının teriyle kazanan Türk işçisinin, yazın kızgın güneşi altında bu memleketin yiyeceğini, içeceğini hazırlayan aziz Türk çiftçisinin haklarına sahip bir Türküm... İşte bu kadar. Bu sıfatla farmasonluğa hücum ediyorum. Bu demokratlar memleketinde sade bir vatandaş olmaktan daha büyük bir kuvvet var mıdır? Başka ne istiyorlar?! Sıfatım da, varlığım da bundan ibarettir. Yoksa ilmi bir münakaşaya girişebilmek, bu memlekette söz sahibi olmak için farmasonların "Meşrıkı azamı", "Üstadı azamı" gibi yapmacık rütbe sahibi mi olmak lazım? Fakat bu rütbeler sade ve öz Türk vatandaşlığı yanında çok küçük şeylerdir. Amma pek çok küçük!..
Samimi, açık konuşalım; ben kendi hesabıma, mesela bütün bir dünya Yahudiliği açlıktan ölse, kırılsa, sonra bunun yanı başında da bir Türk aynı halde bulunsa, kanımı taşıyanın yardımına koşmakta gözümü bile kırpmam. Bir tek Türk'ü bütün dünya Yahudiliğinden, hatta dünyadan bile üstün tutarım!.. Önde Türk, hatta bir tek Türk, sonra beşeriyet, sonra insaniyet!.. Bu türlü düşünceyi, bu türlü hük mü milliyetçilik icabı sayarım. Açlıktan kırılan Yahudilik için de olsa olsa acırım. İşte bu kadar!..
Masonluğu fazla telaş almış... Sanki kıyamet kopuyor. Fazla üzdüm galiba!.. Buna çok üzüldüm. Fakat ne yapabilirim ki?! Bir gün Türk milleti ağlayacağına, varsın bütün bir dünya Masonluğu üzülsün... Hatta bundan, Türk olmayan bütün bir dünya üzülse vazifemde bile olmaz. Milletim sağ olsun!.. Mücadele devam edecektir. Hakikatler birer birer meydana çıkacaktır. Bunlar balçıkla sıvanamaz. Türküz ve bütün bir Masonlukla tek başımıza uğraşacak kadar kuvveti kendimizde buluyoruz. Korkumuz yoktur.