Evet mutluyum. Memnunum hayatımdan. Her gün yiyecek ekmeğim, başımı sokack evim var. Hala yürüyebildiğim ve para kazanabildiğim için şükrediyorum. Belki acıdın bana bu yaşta mendil satıyorum diye ama inan mendilcilik güzel iş. Nice gözyaşlarını sildi bu mendiller, nice yaralara pansuma yaptı kısacık sohbetler. Hiçbir şeyim yoktu insanlara verecek. Ben de gülümsedim mutsuz yüzlere. Selam verdim insanlara. Elimdekine şükretmeyi bildim. Yetinmeyi öğrendim. Küçük bir gülümsemenin, hediye edilen bir yara bandının, bir paket mendilin insanlarda yarattığı mutluluğu görsen daha iyi anlardın beni. Ölmeden önce hiç gülemeyen şu yüzler arasında gülümseyen bir hatıra olmak istedim. Hiç tanımadıkları herhangi bir mendilci kadın değil, hiç unutamadıkları bir çift gülen göz oldum sonunda.
Bazen hoşuma da gidiyordu bu yalnızlık. Çıkıp İstanbul'a, kimsenin beni tanımadığı kalabalıklara karışmak, vapurları izlemek, martılara ekmek atmak... Bu şehirde hiç tanıdığım yoktu ama çok tanıdığım vardı. İstanbul bağrında taşıdığı her şeyle birlikte benim en iyi dostumdu.