“Delilik şüphesiz aptallıktan iyidir.delilik, var olmuş bir zekânın yok oluşudur. Aptallık, var olmamış bir zekânın var olmamaya devam edişidir deliliğin hiç olmazsa mazisi şanlı ama aptallığın şerefli bir tarihi bile yok!”
"Bahtiyar olmaya alışmamış insanların, her saadetin arkasında pusu kuran fena talihlerin bir suikastinden üremelerine benzeyen sebepsiz bir korku içinde sevincini frenliyordu."
"Hayır benim aklım ve şuurum ve izanım vardır. Her şeyden mahrum, fakat Cenabıhakkın insana bahşeylediği en büyük hazineye mâlikim. Kim bunu verip fani zevkler almak ister? Deli gibi eğlenmektense akıllı gibi bu âlemi temaşa eylemek insanın şanından değil midir?"
"Ne günahım vardır? Bana hayatım neden cehennem olmuştur? Çilem ne zaman dolacaktır? Artık hiçbir şey arzu etmiyorum ki keder duyayım. Öyledir de derunumdaki binihaye hüzün nedir? Neden yolların, pembe güllerin üzerine, güneşin üzerine siyah bir tül gerilmiştir? Ben hâlâ arzu etmemekten başka ne arzu ederim?"
"Ne yufka yürekli bir canavarım ben. Anlamadım, gitti. Burada bir şey var: Şu göğsümün altında. Başka türlü bir yürek. Bir insana acırsam canımı veririm, kızarsam canını alırım."
"Gözlerinde kararan yeşillerin gölgesi ve mahzunluğu vardı. Sevilmemişti hiç Necmiye Teyze; evlenmemişti; onu hiç kimse anlamamıştı. Belki bütün hainler gibi o da bunun için haindi."
"Gözün kendi cehveri, etrafındaki adale ve deri çerçevesindeki ürperişlere ve kımıldanışlara muhtaç olmadan, karşısındakinin içine dolan ruh muhtevaları püskürüyordu."