En sevdiğim yazarın, tam bir hayat dersi niteliğinde olan bir kitabının daha sonuna geldim. İnsana öğüt verir, ibret aldırır cinsten üslubu yine beni şaşırtmadı. Bir babanın evlatları ile ilişkisini ele alan, toplumda azalan manevi eksikliklere değiniliyor. Yazarın şiirsel bir dille anlattığı bu hikaye bir baba ve çocuklarının değil, aslında
Yürü gönül, yürü ki bu yol dergâha gider,
Bu yol gama, kedere, acıya, âha gider.
Çıkabilirsen eğer bu yokuşu zirveyi,
Hüzünlenme, o zaman sonu felâha gider.
Ateşe yaktı beni ey gözleri ela sen!
Eyledim en sonunda dertlere müptela sen.
Dumanlar kaplamışken dağlar gibi başımı,
Az diyorsun çektiğim acılara hâlâ sen!