Acır gözleriniz önce, görmezlikten gelirsiniz. Bilip de bilmezlikten gelerek yani, başınızı çevirirsiniz. İki üşüme arasındaki ateştesiniz, geçti zannedersiniz. Geçmez. Yani öğrenirsiniz, yani görürsünüz, yani bilirsiniz.
Rekabet edemeyeceğim yegâne , içinde benden çıkardığın yeni bendir. Bir tek senin içindeki kendi görüntümle yarışamam. Sûretim benden öndedir sûretimle yarışamam. Çünkü senin içindeki sûretimin üzerinde sen varsın. Onu kendinle biçimlendirmedesin.
Bazen bir hayal, gelip geçici bir sûret aslından ne kadar tehlikeli olabiliyor. Tehlikeli, çünkü sûreti içinde büyüten aşk, kendisini katarak onu büyütüyor.
Çünkü aşk bir yeniden var etme eylemidir. İçimizde sürekli yeni senler oluştururuz. Üstelik öyle senlerdir ki bunlar , "sen " e de uymaz. Şair seslenir: Seni seviyorum bundan sana ne ? "
Oysa , kocaman gözlü kız, belki resimdekinden daha güzel ve kocaman gözleriyle çıka gelip de, delikanlının ilgisine ilgisiz kalmayıp, işte ben geldim , resmimi değil beni sev , dediğinde aldığı cevap : Ben resmini seviyorum, seni değil. Doğru, resmini seviyorum , seni değil. Çünkü seni görmeden önce gördüğüm ve senin yokluğunda senin sûretin üzerinden büyüttüğüm sana, kendimi ilâve ettim . Seni kendi içimde senden başka bir biçimde var ettim.Böylece senden , " sen " den de farklı bir sen çıkardım. Şimdi o" sen " i seninle nasıl bozabilirim ?