İnsan hiç olmadan tam olamazmış, tıpki bir damla su olmadan önceki hali gibi. Bu hal yokluk değil midir? Neden yarım başlanıyor, yarımlıktan tamlığa geçilmiyor, aradaki sürede neden bekleniyor?
Eksenimde dönmeyen bir şeyler var. Atmosferim puslu, yağmur öncesi, gök gürültüsüz. Öncem dalgalı, sonram durgun, fırtınasız... Kararsız gemilerim rotasız ve limansız...
Başıboş bitkilerden oluşan bir bahçeyi temizler gibi arındırmaya çalışıyorum kötülükleri benliğimden. Arındıkça kuru otlar ve dikenlerden, beni kuşatmaya hazırlanan öfke, yalandan oluşmuş tepelerle karşılaşıyorum.