ÇELİŞKİ
Ne çok küfür ediyorum son günlerde Öfkenin zincirle bağlandığı yerde.
Bir yanım ipek sağıyor
Gün batımı durgun deniz üstünde
Bir yanım boran boran
Küfür-kavga içinde.
Bir yanım kanlı bıçaklı
Bir yanım zümrüt sarmaşık
İkisi de benim işte
Sevgi kavga karışık.
Bugün değdi yarama kuş kanadı
Yakındı yangınlar yakın
Korkularımdan perde yaptım
Tuttu nefesini kişi
Sıyırıp geçti rüzgâr
Aralıktı ölmelerin kapısı
O aralık kapıdan
Bakmak için
Mangal gibi
Yürek ister...
Sesin de kokusu var
Bazıları iğde kokar
Sessiz dalgalarla kaybolur
Bazıları baharı taşır dilinde
Saçlarını tarar sesinin müziği
Öteki sanki orkide
Hangi ana doğurmuş
Nerde yaşar..
Yaşamak gül kokuyor
Yine de..
Şiir satıyordu bir kadın
Çilek kokan pencerede
Ömrünün çoraplarını örmüş
Kış gecelerinde.
İki göğsü arasında gezinen
Yolları satıyordu
Kesti elini orta yerde..
Sen mavi değilsin artık
Ayaklarından mil akan kentin Havalandırması kapalı
Ey güzelliklerin allahı
Yaşam
Hâlâ alacaklı.
Arife Kalender Önel, 1954 yılında Malatya'nın bir köyünde dünyaya gelmiş. Bugün otuz sekiz yaşının baharında. Almanca öğretmeni olarak görev yapıyor. Türk dilinin şiir ve düzyazı dallarının bütün inceliklerine küçük yaşta gönlünü kaptırmış bir insan olarak, köy yaşamından başlayıp kent yaşamına kadar sürüp giden ve özellikle şiire vurgun, şiir diline tutkun bir sanatçı kişiliğiyle çıkıyor karşımıza, dünyamızdan, özüne yansıyan ışıği bizlere ustaca ulaştırarak. İnsanca düşüncelerini imbiklerden süze süze bize denizin üstünden bakıp dibini görmek diye nitelediği şiir sanatının gizemine büyülü bir çağrıda bulunuyor, var gücüyle.
Arife Kalender, bir yabancı dil bilmenin ayrıcalığı ile ana diline bilinçle eğilmenin desteğinde, düşünce ve duygularını inanılmaz güzellikte dile getirmenin gizini bulmuş kimi dizelerinde. Alın size şu dizeleri:
Yaşamak Üzerine
Yaşamak bazen ne kadar eski
Her gün giyilen giysi
Yürünen yol
Girilen bina
Bazen de
Dişbudak tazeliği.
İlk şiiri bulduğumda
Kesin ne zamandı bilmem ki;
Belki köyde bir karınca yuvasına
Dikip gözlerimi bir öğlen sıcağında,
Belki bir kaval sesinde akşam üzeri,
Meşe yaprağı, kuzu sesi, sac ekmeği,
Yanıt vermeyen toprak, sonuçsuz sıla
Belki hepsi...
İlk şiiri bulduğumda ama
Sakla dedim
Bir dost mektubu gibi