On yedi yaşındayken kalpsizizdir. Oysa bir yüreğimiz olduğunu düşünürüz; o kutsal, taptığımız isimle seğiren, şişmiş şey tarafindan lanetlendiğimizi düşünürüz ama bu bir kalp değildir, çünkü ceza olarak dünya yüzündeki her şeyi -aklı, bedeni, geleceği, hatta hakkı olduğu o son yalnız saati bile- yitirecek olsa dahi kendini kurban etmez. On yedi yaşında kalp değildir bizimki.