Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kültür Sohbetleri

Maziye Bir Bakıver

Dursun Gürlek

Maziye Bir Bakıver Gönderileri

Maziye Bir Bakıver kitaplarını, Maziye Bir Bakıver sözleri ve alıntılarını, Maziye Bir Bakıver yazarlarını, Maziye Bir Bakıver yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
çok sürmez, belkide yarın akşam senin de pabucun atılır dama Arif Nihat Asya
Beşiktaş
Kanûnî Sultan Süleyman döneminin en büyük amirali Barbaros Hayreddin Paşa, gemilerini Beşiktaş açıklarında demirletiyor. Deniz seferlerlerine çıkacağı zaman da gerekli hazırlıkları burada yapıyor. Gemilerini halatlarla rıhtıma bağlatmak için, buraya beş tane taş diktiriyor. Gemilerin sahildeki bu taş direklere bağlanması zamanla adet haline geliyor. Adı geçen "beş taş" ilerleyen zamanla birlikte "Beşiktaş'a dönüşüyor.
Sayfa 245 - Timaș Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2005Kitabı okudu
Reklam
"Sizler yerdekilere acıyın ki göktekiler de size acısın!"
Sayfa 262 - Timaș Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2005Kitabı okudu
Şehirlerin Efendisi'ni, Boğaziçi'nin ta kendisini, manzaraların en âhenklisini seyrederek gözlerinizi dinlendirmek istiyorsanız, buyurun Çamlıca'ya gidelim!...
Sayfa 220 - Timaș Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2005Kitabı okudu
Çamlıca
Osmanlıların son döneminde, Cumhuriyet'in ilk yıllarında Çamlıca'ya gitmek için Üsküdar'dan tramvaya biniliyor, Kısıklı'da iniliyor, oradan yaya yürüyerek ve yol kenarındaki tarihi çeşmelerden buz gibi sular içilerek tepeye çıkılıyordu. Büyük Çamlıca ile Küçük Çamlıca arasında kalmış, daralmış, sıkışmış bir manzara arz ettiği için bu adı alan Kısıklı, o yıllarda tramvayların son durağı idi.
Sayfa 216 - Timaș Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2005Kitabı okudu
Alman imparatoru II. Wilhelm İstanbul'u ziyarete gelince Çamlıca'yı da gezmiş, çok beğendiği bu tepeyi, bir hatıra abidesi dikmek üzere padişahtan istemişti. Fakat devrin hükümdarı İkinci Abdülhamid, burada Türklerin çok sevdiği Lâçinci Ivaz Fakih adında bir zat yatıyor, diyerek imparatorun isteğini yerine getirmemişti. Bunun üzerine II. Wilhelm, Sultanahmet Meydanı'na "Alman Çeşmesi" diye bilinen çeşmeyi yaptırmıştı.
Sayfa 215 - Timaș Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2005Kitabı okudu
Reklam
Sahhaflar Çarşısı
Oysa bir zamanlar bu çarşı ilmin, irfanın, kültürün tam teşekküllü merkeziydi. Delileriyle, velileriyle, kedileriyle büyük bir şöhret kazanan Sahhaflar Çarşısı -bir zamanlar- alimlerin, şairlerin, kitap âşıklarının, bibliyomanların, bibliyofillerin bir nev'i kıblesiydi.
Sayfa 211 - Timaș Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2005Kitabı okudu
"... Sahhaflardan geçmediğim gün, diyar-ı gurbette bulunuyorum zannederdim."
Sayfa 210 - Timaș Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2005Kitabı okudu
Matbaa
Efendim, dünya hali bu; tabuta bazen insan yerine eşya ve aletler de giriyor. İbrahim Müteferrika ilk Türk matbaasını faaliyete geçirince, o zamanlar büyük bir esnaf grubunu oluşturan hattatlar, büyük bir tepki gösterdiler. Mesleğimiz elden gidecek, geçim kapılarımız kapanacak, diye son derece telaşlandılar. Hatta daha da ileri gittiler; divitlerini, hokkalarını, kağıtlarını ve sair aletlerini tabutlara doldurup büyük kalabalıklar halinde gösteri yürüyüşleri yaptılar. Demek ki matbaaya gösterilen tepkinin sebebi, -bazı eblehlerin zannettiği gibi- taassup değil, ekonomiymiş.
Sayfa 209 - Timaș Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2005Kitabı okudu
Merkez Efendi
Sünbül Efendi, bir gün dergahtaki müritlere soruyor. "Olacak şey değil ama böyle bir yetki verilmiş olsaydı siz kainatı nasıl yaratırdınız?" Müritlerin her biri kendine göre cevap veriyor. Kimi şöyle yapardım, kimi böyle yapardım, diyor. Sıra Merkez Efendi'ye gelince, o da şöyle diyor: "Efendim, İlâhî Kudret'in muazzam ve muhteşem bir eseri olan bu âlem öyle nizamlı ve intizamlı yaratılmış ki bundan daha mükemmelini düşünmek mümkün değildir. Eğer bana böyle yetki verilmiş olsaydı, hiçbir şeyi değiştirmez, hepsini merkezinde bırakırdım!"
Sayfa 203 - Timaș Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2005Kitabı okudu
202 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.