“Özgüvensiz zihinlerin kadim dostu olan mecburiyet, mecbur kalmak, mecbur hissetmek. Dostoyevski den sonra, bir duyguyu etme kemiğe büründürebilen, adı konulamayan hallere bir isim konduran ender yazarlardan. Kitap mecburiyet duygusu üzerinden askerliğe, savaş terimine, ölmeye ve öldürülmeye, hainliğe ve kahramanlığa yönelik ince, düşündürücü, göndermeler yapmış. Kaliteli bir yazın. Evet, okunması gerekir.”
MecburiyetStefan Zweig · Bilgi Yayınevi · 201862,1bin okunma
Mecburiyet içinde, öyle her şeye boyun eğip yaşadığımız kısacık ömrümüzün dar kalıpları içinde oluşturduğumuz düzenin yine bizi kölesi haline getirmesine engel olamamak...
İnsan kendi kendinin zindanıdır. Belki hepimiz bir yerlerde şuan yalnızız ama bir şekilde birbirimize ulaşmak için elimizden geleni yapıyoruz. Bir şeylere kızsak da nefret etsek de yine ondan vazgeçememek...
İşte hepimiz zincirlerle birbine bağlı, kendi kendimizin zindanında birbirimizden ne kadar uzaklaşmak istesek de birbirimizin kölesiyiz. insan münferit olarak özgürdür ama toplumun bir ferdi olarak özgür olabilir mi?
MecburiyetStefan Zweig · Bilgi Yayınevi · 201862,1bin okunma
Kim olursa olsun ne olursa olsun savaşın bir katliam bir cinayet olduğunun farkında olan bir adam baş kahramanımız ferdinand,cehaletin insanı savaşa sürüklediğini düşünen biri olarak sevdim kendisini iyi anlaştık.
Kitabımız ferdinand'ın bunu istemese bile yüreğinde duyduğu mecburiyet nedeniyle savaşa gitmek zorunda olduğunu düşünmesiyle
ilerliyor.Şöyle ki bunu anlayabiliriz aslında çünkü insan kendini borçlu hissediyorsa siz onu ne kadar ikna etmeye çalışsanız bile ikna edemezsiniz,ferdinand'da savaşa gitmek zorunda olduğunu düşünüp neden yaptığını bilmediği halde gitmek istiyor,bu durumda eşide onu vazgeçirmeye çalışıyor.Sonunu söylemiycem kısa bir kitap bir solukta bitti. Kitabın anlattıklarını hissederseniz güzel olur, yeni kitap yorumlarına kadar kitapla kalın mutlu kalın♤
MecburiyetStefan Zweig · Bilgi Yayınevi · 201862,1bin okunma
İsviçre'de yaşayan ferdinand'ın kendi ülkesinde askerlik yapması için çağrılır ama o birilerinin çıkarları için savaşmak istemez. Özgürlüğünden kopmak istemez. O gidip gitmemek arasında kararsızdır. Sıkışmıştır. Karısı kesinlikle gitmesini istemez. Karısı onu ikna etmek için elinden geleni yapıyor.
Kitapta mecburiyetin verdiği çaresizliği hissediyorsunuz.
MecburiyetStefan Zweig · Bilgi Yayınevi · 201862,1bin okunma
Stefan Zweig'in okuduğum kitaplarında fark ettim ki, bu adam insanların ruh hallerini çok ama çok iyi ve gerçekmişçesine yansıtıyor. Bu kitap konu itibariyle kendi hayatıyla da çakıştığından dolayı belki de, ayrı bir güzelliği var.
Kitap içerisinde, eşiyle beraber Dünya Savaşına girmemek ve kan dökmemek amacıyla İsveç'e taşınmış bir adama celp gelmesiyle beraber yaşananlar anlatılıyor. Eşiyle tartışmaları, savaşa bakış açıları, birkaç daktilo darbesinin-kalem sürtünsünün ne kadar kuvvetli olabileceğini... çok iyi aktarmış yazar. Öneririm
MecburiyetStefan Zweig · Bilgi Yayınevi · 201862,1bin okunma
"İnsan bir halka ait olabilir, ama halk çıldırmışsa onunla birlikte çıldırması gerekmiyor. "
Mutlaka okunulması gereken bir kitap, bitirir bititirmez başa dönüp tekrar okumak istedim.
Çok sevdiğim yazarlardan biridir Stefan Zweig Kitaplarını büyük bir zevkle okuyup bitiyorum.
Kitap hakkında yorum yapacak olursam;
Ferdinand' ın mecburen yapmak zorunda olduğu vatan görevi ve kendi tercihleri arasında kalan çaresizliği anlatıyor.
Mecburiyet duygusunun Ferdinand üzerindeki pisikolajik baskı, ruhsal çöküşü.
Ve karısının çaresizliği...
Şiddetle tavsiye ediyorum.
Sevgi ve saygıyla...
MecburiyetStefan Zweig · Venedik Yayınları · 201962,1bin okunma
Kısacık bir kitabın etkisi bu kadar mı büyük olur. Hayran kalmamak mümkün değil. İşte yetenek bu!
Bir şeye mecbur kaldınız mı?
Önce şunu soralım kendimize 'mecburiyet' nedir diye.
Mecburiyet: zorunluluk, zora tutulma gibi anlama gelir. Kitabın asıl kahramanı olan Ferdinand için 'zora tutulma' söz konusudur.
Şimdi bu konuya
Mecburiyet kitabının ana karakteri Ferdinand savaş sırasında askere alınmamak için İsviçre'ye kaçmıştır. Bir gün askerliğe elverişliliğinin tespiti için konsolosluğa davet edilir ve Ferdinand'ın görev duygusu, savaşa karşıt düşünceleri ve karısına duyduğu derin sevgi ile arada kalmasına eşlik ediyoruz.
Yazar Stefan Zweig da savaş karşıtı düşünceleriyle tanınan ve 1. Dünya Savaşı boyunca da bu düşüncelerini yaymayı kendine misyon edinmiş birisidir. Kitabın yazarın hayatından izler taşındığı söylenmekte ancak ben yazarın Ferdinand karakteri üzerinden tamamen kendisini anlattığını düşünüyorum. Belki de o yüzden bu kadar kısa yazdı. Çünkü duygular bakımından oldukça yoğun bir eser ve ilk sayfasından son sayfasına kadar karakterin ruh haline okuyucu da eşlik ettiriyor. Sorumlulukları, misyonu, sevgisi, telâşları ve korkuları ile tanıdığımız Ferdinand, tüm bu duyguları kitap boyunca bana da hissettirdi ve yaşattı. Tüm kitap boyunca da hep bir sorunun cevabını bulmaya çalıştı: "Özgürlük mü yoksa sorumluluk mu?". Karakterimiz kitabın sonunda kendi hayatında bu sorunun cevabını bulsa da, aslında hepimizin hayatımızda bu sorunun cevabını bulma savaşı vermiyor muyuz? Her ne kadar savaş karşıtı temalı bir kitap da olsa okura geniş perspektifli bir soruyu da soruyor.
Kısacık ama derin anlatımıyla okuduklarım arasında en çok etkilendiğim ikinci Zweig kitabı oldu. Yazar bu kısa eserinde de okuyucusunu yanıltmıyor. Severek, keyifle okunacak bir Zweig eseri, tavsiye ederim. Özellikle yazarın hayatına ilişkin biraz bilgiye sahipseniz daha da etkileneceğiniz bir eser.
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202162,1bin okunma
