Sanki tüm bunları yapan kendisi değildi, o bilinmeyen ve elle tutulamayan güç buna mecbur ediyordu onu. Mecburiyet, ünlü bir ressamın; karısıyla özgürlük uğruna kendi ülkesi Avusturya'dan İsviçre'ye kaçmış bir vatandaşın, devlet ve otorite karşısındaki korkuyla karışık çaresizliğini ele alıyor. Ferdinand, resmî bir daireden aldığı mektupla askerlik hizmeti için ülkesine geri çağrılır; özgürlük arzusu ve barışçıl yapısı nedeniyle çaresiz kaldığı bu durum karşısında bocalayacaktır. Kahramanımızın bir anda içine düştüğü ikilemi ele alışı, Hamlet'in meşhur Olmak ya da olmamak monoloğunu hatırlatır. Bu durumda, savaşmak mı savaşmamak mı? Gitmek mi kalmak mı? Ferdinand'ın kararı ne olacak? Zweig'ın bu düşündürücü ve belki de karamsar eserini okurken, böylesine zorlu bir ikilemde kalan kahramanımızla ister istemez empati kuracaksınız.